Peygamber efendimiz, Tebük’e gidilirken,
Yardım talep etmiÅŸti Sahabe-i güzinden.
Hatta maddi durumu zayıf olanlar bile,
İştirak ediyordu gayet az mallar ile.
Mesela Sahabeden, fakir bir kimse vardı.
Bu cihad sevabını, o da çok arzulardı.
Lakin yoktu hiç malı getirip de verecek.
O gece, birisine su çekti sabaha dek.
Kazandığı bir miktar hurmayı, sabahleyin,
Getirip, duasını kazandı o Serverin.
Hatta Peygamberimiz, onun getirdiÄŸine,
Kıymet verip, koydurdu malların en üstüne.
Kadınlar da bu yolda gayret gösteriyordu.
Herkes, kendine düÅŸen ne ise yapıyordu.
Kıtlık öyle ÅŸiddetli idi ki o günlerde,
Hiç para ve mal yoktu, çoÄŸu sahabilerde.
Lakin daha kötüsü, bu fakir sahabiler,
Sefere iÅŸtirakten, hepten mahrum idiler.
Gelip arz ettiler ki sonunda o Servere:
(Bir bineğimiz yok ki, katılalım sefere.)
Peygamber-i ziÅŸân da, buna üzülüyordu.
(Sizleri bindirecek bineÄŸim yok) diyordu.
Yine Salim bin Umeyr ve baÅŸka sahabiler,
Sevgili Peygamberin huzuruna geldiler.
Dediler: (BineÄŸimiz yoktur hiçbirimizin.
Sefere katılmaktan, mahrumuz bunun için.)
Bu hali arz ederken onlar Resulullaha,
Hepsi de, üzüntüden baÅŸladı aÄŸlamaya.
O an Resulullaha nazil oldu bir âyet.
Onları Hak teâlâ, takdir etti begayet.
Sonra hazret-i Osman bu hali haber aldı.
Ve onları, malıyla gazaya hazırladı.
Velhasıl sefer için bitmiÅŸti her hazırlık.
Mücahidler, sefere çıkabilirdi artık.
Seniyyet-ül veda’da, toplandı ordu o an.
Hemen hemen yok idi, orduya katılmayan.
Peygamber efendimiz, tam çıkarken sefere,
Åžöyle bir tavsiyede bulundu gazilere:
(Yanınızda olursa yedek ayakkabınız,
Bu sefer müddetince olmaz pek sıkıntınız.)
Münafıkların başı Abdullah bin Übey de,
Åžöyle moral bozucu laf ederdi her yerde:
(Onu ve Eshabını, hem ikişer ikişer,
İpler ile baÄŸlanmış görürüm ey kiÅŸiler!)
O, moral bozmak için söylüyordu bunları.
Kimse dinlemiyordu ve lakin bu lafları.
Hatta bu kabil sözler, moral bozacak yerde,
Askerin cihad aşkı oluyordu ziyade.
Resulullah, sefere Seniyyet-ül veda’dan,
BaÅŸlarken, sancakları açtırdı tam o zaman.
|