Veliyyullah Dehlevi, hal ehli bir büyük zat.
(Ana-baba) hakkında, ÅŸöyle etti nasihat:
Ana-baba hakkında, lüzumlu bilgileri,
Åžöyle beyan etmiÅŸtir, Allah'ın Peygamberi:
(Bir kul ki, anasının ayağını öperse,
Cennetin eÅŸiÄŸini öpmüÅŸ olur o kimse.
Razıysa anne baba, kızı yahut oğlundan,
Allahü teâlâ da, razı olur o kuldan.
Ve eğer anne baba, kızarsa evladına,
Allah da, gadab eder elbette o kuluna.
Onlara her yapılan iyilik, yardım, ihsan,
Üstündür çok nafile namaz, oruç ve hacdan.
EÄŸer anne babaya, hizmet etse bir evlat,
Yarın mahÅŸer gününde, ateÅŸe girmez o zat.
Ve eÄŸer ÅŸefkat ile bakarsa yüzlerine,
Hac ve ömre sevabı yazılır o mümine.)
Biri sordu Resule: (İhtiyar oldu annem.
YaÅŸlılıktan ötürü, aklı da azaldı hem.
Bütün hizmetlerini, bizzat ben yapıyorum.
Elimle yediriyor, sırtımda taşıyorum.
Ona yapmış olduğum bu hizmet sebebiyle,
ÖdemiÅŸ olur muyum hakkını tamamiyle?)
Buyurdu ki: (Olmazsın, şu ki bunun hikmeti,
O, senin yaşamanı isteyip hizmet etti.
Sen ise, validene hizmet edersin, fakat,
Beklersin ki, acaba ne zaman eder vefat?)
Bir kimsenin babası, felç olmuÅŸtu aniden.
OÄŸlu hizmet ederdi, o günden itibaren.
Ve lakin usanınca babasına bakmaktan,
Bir gece vakti onu, sırtına alaraktan,
Evden çıkıp, dedi ki hem de kendi kendine:
Götürüp bırakayım, ıssız bir daÄŸ dibine
Geldi bu niyet ile, kervan geçmez bir daÄŸa.
Başladı oralarda, uygun yer aramaya.
Lakin bildi babası, onun bu niyetini.
Dedi ki: (Ey evladım, fazla üzme kendini.
Beni ÅŸuraya bırak, hiç yorulma boÅŸ yere.
Zira ben de babamı, bırakmıştım bu yere.)
Bu sözler karşısında, üzüldü buna gayet.
Sordu ki: (Nasıl oldu, bana dahi izah et.)
Dedi: (Benim babam da, felç olmuÅŸtu bir gece.
Ben de böyle bakmıştım babama senelerce.
Ve lakin senin gibi, ben de çok usanmıştım.
Bir gece, tam bu yere getirip bırakmıştım.
Zira büyüklerimiz, demiÅŸ ki zamanında:
Her kiÅŸi ne ekerse, onu biçer sonunda.)
Bu sözler, bir ok gibi saplandı sinesine.
Onu tekrar sırtlayıp, götürdü hanesine.
Giderken hem ağlıyor, hem dua ediyordu.
(Ya Rabbi, yanlış yaptım, beni affet) diyordu.
|