Sıbgatullah Arvasi, büyük âlimlerdendi.
Bir gün sevdiklerine, sohbette ÅŸöyle dedi:
Kötü huylardan biri, (MünakaÅŸa etmek)tir.
Yani her meselede, ben haklıyım demektir.
Halbuki münakaÅŸa, neticeye götürmez.
Hatta fayda yerine, zarar verir çoÄŸu kez.
Dost ile münakaÅŸa, azaltır muhabbeti.
DüÅŸman ile olursa, çoÄŸaltır adaveti.
MünakaÅŸa sonunda, dostun kalbi incinir.
Halbuki gönül yıkmak, Kâbe yıkmak gibidir.
Halis mümin, kaçınır münakaÅŸa etmekten.
Titrer, bir Müslümanın kalbini incitmekten.
Vaktiyle bir Müslüman, gider bir medreseye.
Bir âlimin yanında, ilim tahsil etmeye.
Çalışır gece gündüz, aylar geçer aradan.
Lakin hiç istifade edemez üstadından.
Çalışır, gayret eder her gün daha ziyade.
Yine hiç hocasından edemez istifade.
En nihayet üstadı, çağırır o kimseyi.
Der ki: (Çalışıyorsun dersine gayet iyi.
Lakin hiç istifade etmedin, biliyorsun.
Ve bunun sebebini, çok merak ediyorsun.
Buna sebep ÅŸudur ki, gelirken sen bu il'e,
MünakaÅŸa etmiÅŸtin yolda bir mümin ile.
O müminin kalbini kırmış idin bu yüzden.
Halbuki kalb kıranlar, mahrum kalır feyizden.
Helallık almadıkça, gidip ondan ihlasla,
Bizden, bir istifaden olamaz senin asla.)
O da gidip, onunla konuştu, helallaştı.
Yüksek mertebelere, bir kaç günde ulaÅŸtı.
Bir gün de Resul ile, hazret-i Ebu Bekir,
Dururken, yanlarına hayâsız biri gelir.
Hakarette bulunur Allah'ın Resulüne.
Sabreder Resulullah onun bu sözlerine.
Sıddık dahi sabreder buna mütemadiyen.
Sonra dayanamayıp, cevap verir aniden.
Ve der ki: (Ey hayâsız, hiç utanmıyor musun?
Allah'ın Resulüne hakaret ediyorsun.)
Hazret-i Ebu Bekir böyle cevap verince,
Resulullah, oradan ayrılırlar hemence.
Sıddık bunu görünce, koÅŸup hemen peÅŸinden,
Niçin ayrıldığını sorunca kendisinden,
Buyurur: (Ey kardeÅŸim, o hakaret ettikçe,
Melekler bizimleydi, biz cevap vermedikçe.
Hatta o, bize öyle hakaretler ederken,
Melekler, (Sen öylesin!) derlerdi ona hemen.
Ne zaman ki sen ona cevap verdin kızarak,
Şeytanlar geldi hemen, melekler ayrılarak.)
Hazret-i Ebu Bekir üzülür yaptığına.
O günden itibaren, taÅŸ koyardı aÄŸzına.
|