Seyyid Harun-i Veli, âlim ve evliyadır.
Kalblere tesir eden nasihatleri vardır.
Bir gün, sevdiklerine buyurdu: (Ey cemaat!
Gözünüzü açın ki, çabuk biter bu hayat.
Hadiste buyurdu ki o Hüdâ'nın Habibi:
(Olun siz bu dünyada, garip ve yolcu gibi.)
Hadisin devamında, buyuruyor ki hemen:
(Addedin kendinizi, yahut kabir ehlinden.)
Garip olmak ÅŸudur ki, hiç kimseyi tanımaz.
Her derdini, sadece Sahibine eder arz.
Yolcu gibi olmanın, şudur ki manası da:
Gözü olmaz dünyanın, malı ve parasında.
Bir (ahiret yolcusu) bilir zira kendini.
Sokmaz asla kalbine, dünya muhabbetini.
Kendini, ölü gibi addetmek de ÅŸöyledir:
Öldü ölecek gibi, ölümü yakın bilir.
Böyle olmak, elbette kıymetlidir bu dinde.
En yüce bir rütbedir hatta Allah indinde.
Nitekim böyle idi, hazret-i Ebu Bekir.
Onun hali, bu babta, en canlı bir örnektir.
Ölüme öyle yakın bilirdi ki kendini,
Üstünde zannederdi, hatta o kefenini.
(Yürüyen ölü görmek isterse her kim eÄŸer,
Ebu Bekir'e baksın) buyurmuştur Peygamber.
Ve lakin bu zamanda, her ÅŸey olmuÅŸ dünyalık.
Ölümü hatırlamak, imkansız olmuÅŸ artık.
Vaktiyle bu yerlerde, kum gibi veli vardı.
Çünkü o gün insanlar, bunu istiyorlardı.
Zira insan, dünyada, ister ise her neyi,
Kolaylaştırır Allah, onu elde etmeyi.
Åžimdi herkes, dünyayı ediyor arzu talep.
Rabbimiz de onlara, dünyalık veriyor hep.
Bir insanın gönlünde ne yatıyorsa eÄŸer,
Odur (alın yazısı), odur (kaza ve kader).
Kimin, Allah sevgisi varsa eÄŸer kalbinde,
Mutlaka doÄŸru yola erer günün birinde.
Sarılır ibadete, hizmetlere koşar hep.
Zira böyle olmayı ediyordu o talep.
Kim kılmak istiyorsa namazını beş vakit,
Ona da, bu ÅŸartları kılar uygun, müsait.
Her kim ne istiyorsa, o ÅŸeye kavuÅŸturur.
Ve herkes, yaptığından sorumlu, mesul olur.
Kim nereye gitmeyi isterse bugün eÄŸer,
Elbet oraya giden bir vasıtaya biner.
İnince, diyemez ki: (Niçin geldim buraya?)
Çünkü kendi isteyip, bindi o vasıtaya.
Hacca gitmek niyeti var ise bir kiÅŸinin,
Bir hac kafilesine katılır bunun için.
Gitmek istese idi, ÅŸayet baÅŸka bir yere,
O yerin kervanına katılırdı bu kere.)
|