Mevlana Hasan Berki, büyük bir veli idi.
Sözleri, herkes için pek çok faideliydi.
Bu zat buyuruyor ki: (Hiçbir özrü olmadan,
Bir namazı terk etmek, büyük günahtır, aman!
Kazasını, acele, hemen kılmak lazımdır.
Hemen kılınmaz ise, o da büyük günahtır.
Kaza edecek kadar geçtikçe boÅŸ zamanlar,
Kazaya bırakmanın günahı kat kat artar.
Dört rekatlık bir farzı kaza etmek, faraza,
Onun, beş dakikalık bir zamanını alsa,
Her beşer dakikalık boş zaman dilimleri,
Geçtikçe, katlanarak artar bu günah dahi.
İşte, İslamiyet’te, bir vakit farz namazı,
Özürsüz bırakmanın, bu olursa cezası,
Aylarca, senelerce kılınmayan namazlar,
Cezası nasıl olur, düÅŸünen bunu anlar.
Bu çok korkunç günahtan kurtulabilmek için,
Herşeye başvurması lazım gelir kişinin.
Aklı olan bir mümin, düÅŸünerek bunları,
Gece gündüz durmadan, kılar hep kazaları.
Böylece, borçlarını bitirip bir an önce,
Kurtulmaya çalışır Cehennemden böylece.
Çünkü tembellik ile, yani sırf üÅŸenerek,
BeÅŸ vakit farz namazdan, kazaya kalsa bir tek,
EÄŸer tövbe etmeden ölürse, Cehennemde,
Yanacaktır o kişi, yetmişbin sene hem de.
Bu, bir vakit namazı kılmamak cezasıdır.
Yıllarca kılmayanın hali acep nasıldır?
İşte bu hakikati düÅŸünen bir Müslüman,
Yiyemez, uyuyamaz, dünyası olur zindan.
Bugün verilmeyince namaza ehemmiyet,
Azaldı hep rızıklar, kalmadı bet bereket.
Nitekim Hak teâlâ buyurdu: (Ey kullarım!
Beni unutursanız, rızkınızı kısarım.)
İman, sıhhat ve gıda, insanlık ve merhamet,
Daha nice rızıklar, azaldı bugün gayet.
HâÅŸâ, hiç zulmeder mi kullarına Hüdâsı?
Her insanın çektiÄŸi, elbet kendi cezası.
İslam’ı yaÅŸamayan, bugün, bir çok hanede,
Kadınlı ve erkekli çalıştıkları halde,
Yine bir ailenin, rahat hayat sürecek,
Bir gelir temininden acizdirler, bu gerçek.
Önceki müminlerin, imanları kaviydi.
Cehennem azabından korkudaydı herbiri.
İşte bu yüzdendir ki, hiçbir özrü olmadan,
Bir namazı kılmamak, düÅŸünülmezdi o an.
Ancak, bir özür ile geçerdi namaz belki.
O da, büyük üzüntü olurdu elbette ki.
Nefes almak gibidir aslında namaz kılmak.
Bir mümin hayattaysa, kılacaktır muhakkak.)
|