Bekir bin Abdullah-ı Müzeni hazretleri,
Tabiinin en meÅŸhur âlimlerinden biri.
Derdi ki: (Çok geniÅŸtir Hakk’ın rahmet denizi.
Kesmeyin hiçbir zaman Ondan ümidinizi.
Ve lakin mekrinden de olmayın ki hiç emin,
Zira azabı dahi şedittir Rabbimizin.
Her kişi Cehennemi yakın bilsin kendine.
Velakin ümidini kesmesin Ondan yine.
Zira azaplarından, geniştir affı daha.
Çok günahkâr olsan da, tövbe et, dön Allah’a.
Yarın mahÅŸer gününde hesaplar görülünce,
Herkes layık olduÄŸu yere götürülünce,
O zaman meleklere emreder ki Rabbimiz:
(AteÅŸten iki kiÅŸi çıkarıp getiriniz!)
Melekler, iki kiÅŸi çıkarıp getirirler.
(Yeriniz nasıl?) diye Rabbimiz sual eder.
Derler ki: (Ya ilahi, çok müÅŸkildir halimiz.
Yerimizden daha zor bir yer yok zannederiz.)
Hak teâlâ buyurur: (Zulmetmedim ben size.
Kendi kazancınızdır, dönünüz yerinize!)
Onlardan bir tanesi, alır almaz bu emri,
KoÅŸarak gider hemen, bakmadan dönüp geri.
Öbürüyse, isteksiz gider pek üzülerek.
Ve sık sık dönüp bakar, bir ÅŸey ümit ederek.
Çağırır Hak teâlâ onları tekrar yine.
Ne için koÅŸtuÄŸunu sorar birincisine.
O der ki: (Ben dünyada, dinlemedim emrini.
Bu yüzden çekiyorum Cehennem elemini.
Tekrar aynı hataya düÅŸmeyeyim diyordum.
Onun için yerime koÅŸarak gidiyordum.)
Hak teâlâ bu sefer, sorar öbür kiÅŸiye:
(Sen niçin ikide bir bakıyordun geriye?)
O der ki: (Sen her şeyi bilensin ya İlahi!
Bu husustaki zannım, ÅŸöyleydi benim dahi:
Bilirdim ki, ateÅŸten çıkarınca kulunu,
Cehennem ateşine sokmazsın tekrar onu.)
Buyurur: (Cehenneme girme artık öyleyse.
Zannettikleri gibi bulur beni her kimse.
Madem benim hakkımda böyledir zannın senin,
Haydi, arkadaşınla gidin, Cennete girin.)
Bu mübarek veli zat, çok korkardı Allah’tan.
GözyaÅŸları, yüzünde iz yaptı aÄŸlamaktan.
Bir gün de aÄŸlıyorken, sordular ona yine:
(Ne için aÄŸlıyorsun, çok yakınken Rabbine?)
Buyurdu: (Kardeşlerim, ayrılıktan korkarım.
Ebedi beraberlik olmazsa ne yaparım?
Sen bana yaramazsın der ise Allah bana,
Ne olur benim halim, ağlarım işte buna.)
|