Ana Sayfa >  Evliya Nasihatleri > Saliha kıza, salih damat aramak > Bir talebem varmış
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Bir talebem varmış

Süleyman Hakim Ata, büyük alimlerdendir.
Ahmed-i Yesevi’nin halis talebesidir.

Küçükten hevesliydi ilme ve okumaya.
İlk Kur'anı öğrendi çocukken henüz daha.

O, mektebe giderken, diğer çocuklar gibi,
Boynuna asmıyordu Kur'an-ı kerimini.

Onu altından tutup, gösterirdi çok edep.
Ve göğsü hizasının üstünde tutardı hep.

Gittiği mektebe de, çok saygı duyuyordu.
Bu yüzden, o tarafa sırtını dönmüyordu.

Sırt çevirmemek için sevgili mektebine,
Çıkınca, arka arka gidiyordu evine.

Bir gün, Ahmed Yesevi görünce böyle onu,
Anladı, o çocukta bir cevher olduğunu.

Anne ve babasının rızalarıyle hemen,
Yanına aldı onu, o günden itibaren.

Onbeş yaşına kadar, bu İslam büyüğünün,
Huzur ve sohbetiyle olgunlaştı gün be gün.

Bir gün, hazret-i Hızır, Ahmed-i Yesevi’yle,
Sohbet ediyorlardı muhabbet ve sevgiyle.

Mevsim kış olduğundan, yakmak için sobada,
Odun getirdiyse de, kalmamıştı odada.

Getirmeleri için, hemen Ahmed Yesevi,
Gönderdi Süleyman’la, bir iki talebeyi.

Onlar odun toplayıp, dönerlerken, bir ara,
Aniden tutuldular, şiddetli bir yağmura.

Odunlar, o yağmurdan ıslandı tamamiyle.
Lakin Süleyman’ınki ıslanmadı az bile.

Çünkü o, paltosunu çıkarıp üzerinden,
Odunları, onunla güzelce sardı hemen.

Kendi ıslandıysa da yağmurdan hayli fazla,
Yine odunlarını ıslatmadı o asla.

Gördü hazret-i Hızır, bu kuru odunları.
Dedi: (Nasıl getirdin ıslatmadan bunları?)

Dedi ki: (Elbisemi örttüm üzerlerine.
Zira girmez yaş odun, üstadımın evine.)

Alınca ondan böyle, hakimane bir cevap,
Beğenip, kendisine ihsan etti bir lakab.

Dedi ki: (Ey Süleyman, kalbin nur ile dolsun.
Badema senin adın, Süleyman Hakim olsun.)


Şöyle dua eyledi sonra da el açarak:
(İstifade etsinler feyzinden binlerce halk.)

O andan itibaren, Süleyman Hakim, artık,
Hikmetler söylemeye başladı açık açık.

Ahmed-i Yesevi’den duyduklarını, tek tek,
Aktardı insanlara şiirler söyleyerek.

Bir gün de Yesevi’nin mübarek dergahında,
Bir kısım talebesi toplanmıştı yanında.

Vakta ki öğlen oldu, kalktılar hep o saat.
Yesevi imam oldu, talebeler cemaat.

O ara, çok şiddetli bir gürültü ve bir ses,
Olunca, namazları bozdular hemen herkes.

Yalnız Süleyman Hakim bozmamıştı namazı.
O dahi işitmişti halbuki bu avazı.

Üstadı selam verip, çıktığında namazdan,
Baktı, yalnız o kalmış namazını bozmayan.

Dedi: (Bu hadiseyle anladım ki şunu hem,
Çok değil, bir taneymiş meğer benim talebem.)
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.03.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı