Ali Ramiteni ki, büyük bir evliyadır.
Her bir nasihatinde, Rabbani tesir vardır.
Buyurdu ki: (Bu yolda, kemale gelmek için,
Çok gayret göstermesi lazım gelir kiÅŸinin.
Yapsa da senelerce mücahede, riyazet,
Yine de zor erişir maksadına o gayet.
Lakin bir yol vardır ki, riyazetten ayrıca,
İnsanı, maksuduna kavuşturur kolayca.
Bu da, bir evliyanın kalbinde yer almaktır.
Ve bir gönül ehlinin, gönlünü kazanmaktır.
Zira cenâb-ı Allah, çok sever bu kulları.
Onların hürmetine, açar çok kapıları.
Kalbleri, nazargah-ı ilahidir onların,
Mahrum kalmaz hiç biri, o kalbde olanların.)
Ali Ramiteni’nin sohbetine, her yandan,
İnsanlar, akın akın gelirlerdi durmadan.
Dolup boÅŸalıyordu, gece gündüz hanesi.
Zira onun sohbeti, cezbederdi herkesi.
Bir hoca var idi ki o devirde çok zengin,
UÄŸraşırdı, herkesi kendine çekmek için.
Ziyafetler verirdi, ÅŸehrin ahalisine.
Ki, herkes onu sevip, gelsinler hanesine.
Lakin gelen olmazdı yine ona çok kiÅŸi,
O ise anlamayıp, merak etti bu işi.
Ve bir mektup yazarak Ali Ramiteni’ye,
Dedi ki: (Herkes size geliyor, acep niye?
Ben, yemekler yedirip, yapsam da çok ihsanlar,
Yine bana deÄŸil de, size gelir insanlar.)
Buyurdu ki: (Hikmeti ÅŸöyledir ki bu iÅŸin,
Siz hizmet yaparsınız, halka yaranmak için.
Bizimse, yoktur asla böyle bir düÅŸüncemiz,
Allah’ın rızasıdır yegane, tek gayemiz.
Kim halkın rızasını düÅŸünürse, maalesef,
İnsanların nezdinde, bulamaz izzet, şeref.
Kim de, Hak rızasını düÅŸünürse sırf eÄŸer,
İnsanlar nezdinde de kazanır kıymet, değer.)
Dediler ki: (Efendim, dua ediyoruz hep.
Lakin kabul olmuyor, sebebi nedir acep?)
Buyurdu ki: (Haramdan yer ise eÄŸer bir kul,
Hak teâlâ indinde, duası olmaz kabul.
Hiç günah iÅŸlemeyen bir ağız ile ÅŸayet,
Her kim dua ederse, kabul olur o elbet.)
Biri de, kendisinden isteyince nasihat,
Buyurdu ki: (Evladım, nefsine verme fırsat.
Zira nefs-i emmaren, kâfirdir senin ÅŸu an.
Ve Allah’a düÅŸmandır, sen de ol ona düÅŸman.
Onun hilelerine aldanma hiçbir iÅŸte.
Yoksa, çok piÅŸman olur ve yanarsın ateÅŸte.)
|