Ana Sayfa >  Evliya Nasihatleri > Tuzsuz taş yalamaya benzer > Hastalık nimettir
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Hastalık nimettir

Abdullah-ı Dehlevi, şanı büyük bir veli.
Meşhurdu halk içinde bir çok kerametleri.

Bir gün, biri gelerek mübarek huzuruna,
(Oğlumuz, çoktan beri kayıptır) dedi ona.

Ve ilave etti ki: (Lütfen dua ediniz.
Tekrardan ihsan etsin onu bize Rabbimiz.)

Onun bu sözlerini dinleyip bu mübarek zat,
Buyurdu ki: (Oğlunuz evindedir şu saat.)

O kimse hayret edip, dedi: (Ama efendim,
Şimdi evden ayrılıp, huzurunuza geldim.)

O yine buyurdu ki: (Evine dön ki şu an,
Rabbimiz onu size, tekrardan etti ihsan.)

(Peki efendim) deyip, evine gittiğinde,
Gördü ki, oturuyor oğlu gelmiş evinde.

Yine bir gün, birisi, ölüm yatağındaki,
Hastasını sırtlayıp, geldi bir seher vakti.

Dedi ki: (Ey efendim, çok ağırdır hastamız.
Belki bir şifa bulur, dua buyurursanız.)

Şöyle bir nazar etti hastaya bir kerecik.
Kavuştu sıhhatine o kimse hemencecik.

Böyle, binlerce kişi, dua alıp o zattan,
Şifaya kavuşurdu her türlü mazarrattan.

Kimin bir hastalığı olsa idi o günde,
Gelip birikirlerdi, kapısının önünde.

Lakin kendisinin de, üç mühim derdi vardı.
Hatta namazlarını, hep özürlü kılardı.

Sevdiklerinden biri, buna olup muttali,
Bir gün, kendilerine sual etti bu hali:

(Efendim, bu devirde kim hasta olsa eğer,
Kapınıza gelerek, sizden dua isterler.

Siz bir dua edince, gelen her bir hastaya,
Her biri, duanızla kavuşuyor şifaya.

Halbuki sizin dahi vardır hastalığınız.
Ve bilhassa üçünden, hiç yoktur rahatınız.

Lakin hikmet nedir ki, etmezsiniz hiç dua?
Etseniz, size dahi verir Allah bir deva.)

Buyurdu ki: (Kurtulmak istiyor dertten onlar.
Bu yüzden bize gelip, hep dua istiyorlar.

Biz ise, Rabbimizin verdiği bu dertlerden,
O gönderdiği için, razıyız herbirinden.

Kemend-i mahbubdur ki, her musibet ve bela,
Sevdiği kullarına gönderir Hak teâlâ.)

Kıtlık vaki olmuştu bir zaman da Delhi’de.
Buna çok üzülmüştü, Abdullah Dehlevi de.

Mescidin avlusuna çıktı bir gün nihayet.
Kızgın güneş altında, oturdu kısa müddet.

Dedi ki: (Ya ilahi, yağmur yağana kadar,
Buradan gitmemeye, bu kulun verdi karar.)

O böyle söyleyince, çok geçmedi aradan.
Nehirler akar gibi, yağmur yağdı havadan.

Çok nazlı kullarıdır Allah’ın çünkü onlar.
Onların hürmetine, yağdırır yağmur ve kar.

Resulullahtan gelen ilahi feyiz ve nur,
Onların kalblerinden, herkese vasıl olur.

Bu büyük velilerin hürmetine ya Rabbi!
Bizi, her halimizde onlara eyle tâbi.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
23.04.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı