Åžakik-i Belhi var ki, âlim ve veli bir zat.
Vaaz ve derslerinde, ederdi çok nasihat.

Belh ÅŸehrinde ikamet ediyordu evvelden.
Tüccarlık yapıyordu, henüz tövbe etmeden.

Türkistan’a gitmiÅŸti, genç iken mal almaya.
O yeri merak edip, başladı dolaşmaya.

Bir puthane görerek, girdi hemen içeri.
O anda içeride, var idi yaÅŸlı biri.

Ä°badet ediyordu, o, bir putun önünde.
Hayret içinde kaldı o bunu gördüÄŸünde.

Yanına yaklaşarak, dedi: (Ne yapıyorsun?
Niçin sen, böyle cansız bir puta tapıyorsun?

Bu putun, ne kendine, ne sana faydası var.
Veremez hiç kimseye, ne bir fayda, ne zarar.

Halbuki bir Sahibin var ki seni yaratan,
Her türlü muradına kavuÅŸur Ona tapan.

O hakiki ilah da, Allahü teâlâdır.
İbadet olunmaya, sırf Onun hakkı vardır.)

O putperest dedi ki: (DoÄŸruysa söylediÄŸin,
Niçin yurdundan çıkıp, bu uzak yere geldin?

Bahsettiğin o Allah, verirken sana rızık,
Sen, rızkını burada arıyorsun, çok yazık.

Halbuki orada da görülürdü bu iÅŸin.
Niçin tâ buralara uzandın rızık için?)

Bu sözden duygulanıp, çok haklı gördü onu.
Oradan ayrılarak, tuttu Belh'in yolunu.

Rastladı bu sefer de, yolda bir mecusiye.
Ticaret yaptığını söyledi o kimseye.

O dahi öÄŸrenince ne için geldiÄŸini,
Bir ÅŸeyler söyleyerek ikaz etti kendini.

Dedi: (Ticaret için geldinse, yazık sana.
Rızk için gelinir mi Belh'ten tâ Türkistan'a?

Kısmetinde olmayan bir rızkın peşindeysen,
Ele geçiremezsin, yıllarca böyle gezsen.

Şayet kısmetin olan rızıksa aradığın,
Ne için arkasında koÅŸuyorsun o rızkın?

Bil ki o, senin için ayrılmıştır bir yana.
O gelip bulur seni, lüzum yok aramana.)

Onun dahi sözünü beÄŸenip, oldu hayran.
O günden itibaren, soÄŸudu bu dünyadan.

Her iki kiÅŸinin de, doÄŸru bulup sözünü,
Dünyadan ahirete tam çevirdi yüzünü.

DüÅŸündü ki: Ahiret lazımdır bana önce.
Çünkü hesap sorulur her insana, ölünce.

Önce, Ä°slamiyet’i bilmeliyim mükemmel.
Sonra da, yapmalıyım onunla iyi amel.

Beni, ibadet için yarattı Hak teâlâ.
İbadet nasıl olur, bilmem lazım evvela.

O böyle düÅŸünerek, ilme verdi kendini.
ÖÄŸrendi ince ince, Ä°slam bilgilerini.

Daha sonra çalışıp, oldu büyük evliya.
Kararmış gönülleri, diriltip etti ihya.