Bir yıl Åžakik-i Belhi, hacca gitmek üzere,
Hazırlığını yapıp, çıktı hemen sefere.
BaÄŸdat'ta mola verip, eyledi istirahat.
Halife haber alıp, çağırttı onu bizzat.
TeÅŸrif eylediÄŸinde, sordu ki: (Her kimsenin,
Zahid diye bildiÄŸi Belh'li Åžakik sen misin?)
Buyurdu: (Åžakik benim, zahid deÄŸilim fakat.)
Harun ReÅŸid dedi ki: (Eyle bana nasihat.)
O da peki diyerek, buyurdu: (Ey halife!
Rabbimiz verdi sana çok ağır bir vazife.
Hükümdar olmak ile, mühim bir mevkidesin.
Sen, ÅŸu büyük zatları, rehber edinmelisin.
Rabbimiz Ebu Bekr-i Sıddık’ın makamını,
Sana ihsan etti ki, veresin tam hakkını.
O, nasıl doÄŸru ise, sen de öyle olasın.
Mazlumların hakkını, zalimlerden alasın.
Ve Hazret-i Ömer’in verdi ki makamını,
Sen de ayırt edesin, hak ve bâtıl olanı.
Hazret-i Osman’ın da makamını hem sana,
Verdi ki, sarılasın hayâ ile ihsana.
Hazret-i Ali’nin de makamını verdi ki,
Sen de ilim sahibi olasın onun gibi.)
Harun Reşid dinleyip, başladı ağlamaya.
Dedi: (DoÄŸru söyledin, devam et biraz daha.)
Buyurdu ki: (Ey Harun, vardır ki bir Cehennem,
Oraya bekçi yaptı Hak teâlâ seni hem.
Sana, üç ÅŸey verdi ki, mal, kılıç ve kırbaçtır.
Bunlarla, insanları ateşten uzaklaştır.
Yanına muhtaç biri gelirse, mal ver ona.
Sıkıntısı gitsin de, girsin Allah yoluna.
Kim de günah iÅŸlerse İslam’dan ayrılarak,
Onu da, kırbaç ile yola getir vurarak.
BaÅŸkasının hakkına tecavüz edenleri,
Mesela haksız yere adam öldürenleri,
Sen çık karşılarına, bu kılıcı alarak.
Mazlumların hakkını, zalimden al muhakkak.
Böyle yapmazsan eÄŸer, ÅŸunu bil ki yakinen,
MahÅŸerde Cehenneme, sen olursun ilk giren.)
Harun ReÅŸid dinleyip, eyledi ki ÅŸöyle arz:
(Devam eyle ey Åžakik, alıyorum büyük haz.)
Buyurdu ki: (Ey Harun, sen devlet reisisin.
Sen, bir suyun menbaı ve kaynağı gibisin.
Senin valilerin de, bu suyun kollarıdır.
Su, menbada nasılsa, kollarda da aynıdır.
Veyahut bir bedende, baÅŸ gibidir hükümdar.
Halk ise o bedende sanki bir a’zadırlar.
Bedendeki a’zalar, elbet baÅŸa tâbidir.
BaÅŸ iyi olur ise, a’zalar da iyidir.)
Harun ReÅŸid dedi ki: (Ne güzel söylüyorsun.
Rabbimizin rızası, senin üstüne olsun.)
|