Adem aleyhisselam kırkbin evladını gördü.
Vefatına yakın oÄŸlu Åžit aleyhisselamı çağırdı huzuruna:
- Ya Åžit!
- Buyur baba.
- Sana beÅŸ vasiyetim var.
- Emret babacığım!
- Bir, dünyaya gönül baÄŸlama! İki, bir iÅŸ yaparken, sonunun nereye varacağını düÅŸün! Üç, kadın sözüyle hareket etme! Dört, bir iÅŸe baÅŸladığında, kalbine sıkıntı gelirse o iÅŸi yapma! BeÅŸincisi ve en mühimi, alnında parlayan “Nur”, ahir zaman Peygamberi Muhammed Mustafa’nın “sallallahü aleyhi ve sellem” nurudur. Bu Nuru iyi muhafaza et!
OÄŸlu Åžit aleyhisselam;
- BaÅŸ üstüne babacığım! dedi.
Ve sordu peÅŸinden:
- Babacığım! Muhammed aleyhisselamdan çok bahsediyorsun. Allah katında sen mi kıymetlisin, O mu?
- O kıymetli evladım.
- Neden babacığım?
- Çünkü Cenâb-ı Hak, bana vermediÄŸi altı fazileti Onun ümmetine verdi oÄŸlum.
Åžit aleyhisselam merak etti:
- Onlar nedir babacığım?
- Birincisi, Hak teâlâ bir hatamdan dolayı beni Cennetten çıkardı. Onun ümmeti çok günah yapsalar da yine Cennetine alır.
İkincisi, benim hatamı, bütün yer ve gök ehli duydu. O ümmetin binlerce günahını örter, göstermez.
Üçüncüsü, beni, bir hatam sebebiyle Havva’dan ayırdı. Onun ümmetini, binlerce günahları olsa da, eÅŸlerinden ayırmaz.
Dördüncüsü, ben üçyüz yıl aÄŸladıktan sonra tövbem kabul olundu. Onlar ise sadece piÅŸman olsalar, affolurlar.
BeÅŸincisi, ben bir hata iÅŸlemekle, üzerimden Cennet elbisesi alındı. Onlar, nice günahlar iÅŸlese de elbiseleri alınmaz.
Altıncısı, bana, tövbem kabul olunması için Arafat’a gitmem emrolundu. Onlar ise gönülden piÅŸman olup, “Affet ya Rabbi!” deseler, Hak teâlâ; “Affettim!” buyurur.
Son olarak;
- Ey evladım! Ecelim yaklaştı. Benden sonra halifem ol! buyurdu.
Ve ruhunu teslim etti.
Vefat ettiÄŸinde “bin” yaşındaydı.
|