Molla Hattab Karahisari “rahmetullahi aleyh”, Bilecik toprağını nurlandıran bir Allah dostudur.
Bir gün, uzak diyarlardaki bir Veli türbesine gitmiÅŸ ve gecelemiÅŸti orada.
Ancak bir viranelikti orası.
Ve koca koca yılanlar mekan tutmuştu o yeri.
Üstelik zehirliydiler.
Yöre halkı, bunu öÄŸrenince telaÅŸlandılar.
Ellerini ovuşturup, yakınmaya başladılar:
- Eyvah, yazık oldu mübarek zata.
- Evet, muhakkak zehirlenip ölmüÅŸtür.
- Tüh, haberimiz olsaydı mani olurduk.
Ve kalkıp koÅŸtular o türbeye.
Ancak saÄŸ ve selametteydi mübarek zat.
Onu hayatta görünce çok sevinip;
- Elhamdülillah, sizi hayatta bulduk efendim. Çok ÅŸükür, zehirlenmemiÅŸsiniz, dediler.
Büyük veli ÅŸaşırıp sordu:
- Neden zehirleneyim ki?
- Burada zehirli yılanlar vardı da efendim. DoÄŸrusu çok korktuk sizin için.
- Evet doğru. Sabaha kadar dolaşıp durdular etrafımda.
- Peki, size zarar vermediler mi efendim?
- Hayır. Onlar bana zarar vermezler ki.
Hayretle birbirlerine bakıştılar:
- Neden efendim?
- Çünkü ben hayatımda kimseye zarar vermedim ki, onlar da bana zarar versin, buyurdu.
Ve ekledi:
- Unutmayın. Kim Allah’tan korkarsa, Onun mahlukları da ondan korkar. Kim Allah’a itaat ederse, mahluklar da ona itaat ederler.
İyiliÄŸe teÅŸekkür
Bir genç de nasihat istemiÅŸti bu Veliden.
Sordu o gence:
- Evladım, biri sana bir iyilikte bulunsa, karşılığında ne yaparsın?
- TeÅŸekkür ederim efendim.
- Neden teÅŸekkür edersin?
- Çünkü iyilik yaptı bana. İyiliÄŸe teÅŸekkür edilir elbette.
- Evladım, o kimse bir vasıtaydı. Sana o iyiliği yapan bir başkasıydı aslında.
Delikanlı anlamadı:
- Başkası mı dediniz efendim?
- Evet evladım. Herkese, her türlü ihsanı yapan, her iyiliÄŸi gönderen, hakikatte biri vardır.
- O kimdir ki hocam?
- Allahü teâlâ. Her nimetin hakiki sahibi yalnız Allahü teâlâdır evladım. Asıl teÅŸekkürü Ona yapmalısın.
Genç adam;
- Anladım efendim, dedi. Ama Ona nasıl teÅŸekkür edebilirim ki?
Buyurdu ki:
- Günah iÅŸlememekle. Onun emirlerine göre yaÅŸarsan, ÅŸükretmiÅŸ olursun kendisine.
|