İznik toprağını nurlandıran bir büyük zat var.
Amasyalı Pir Mehmed Efendi "rahmetullahi aleyh".
Vaktiyle bu iklimde yaÅŸamış, İslam’ın “güzel ahlak”ını anlatmış bu yörenin insanına.
Bu Allah dostunu, vefatından sonra rüyada gördü bir sevdiÄŸi.
Ve sordu hemen:
- Efendim haliniz nicedir?
Buyurdu ki:
- Burası çok dehÅŸetli yer kardeÅŸim. Aman ha! “Emr-i maruf”u elden bırakmayın. Åžu kadar söyleyeyim ki, beni tekrar dünyaya gönderseler, tek bir iÅŸ yaparım orada. BaÅŸka hiçbir ÅŸeyle uÄŸraÅŸmam.
O kiÅŸi merak etti:
- Ne iş yaparsınız hocam?
- Giyerim ayağıma demirden bir ayakkabı, alırım elime bastonumu. Bütün dünyayı ev ev dolaşır, tek bir ÅŸey söylerim kapıya çıkanlara.
- Ne dersiniz efendim?
- Ey insanlar! derim. Uyanın gafletten! “Ölüm” var, “Ahiret” var. Dünyada yaptığınız her iÅŸten bir bir hesaba çekileceksiniz. Amellerinize göre ya ebedi Cennette kalacaksınız, ya da sonsuz Cehennemde. Üçüncü bir yer yoktur burada.
Çok borçlanmıştı
Talebesinin geçimi bu zatın üzerindeydi.
Bu yüzden çok borçlanmıştı esnafa.
Borçların hayli kabardığı bir sırada hastalanıp yataÄŸa düÅŸtü.
Ancak ölüm hastalığıydı bu.
Haberi alan, koÅŸtu hanesine.
Mübarek, ne için geldiklerini anlayıp;
“Ya Rabbi! Åžunlara olan borcumu ödemeden canımı alma!” diye dua etti içinden.
O esnada kapı çalındı.
Açtılar.
Hiç tanımadıkları birini gördüler eÅŸikte:
- Buyurun! Kimi aradınız?
- Pir Mehmed Efendinin evi burası mı?
- Evet.
- Pekala. Bu zattan alacağı olanlar dışarı çıksın!
Alacaklılar, o meçhul kimseden kuruÅŸuna kadar aldılar alacaklarını.
Bütün borçlar ödenince mübarek zatın yüzü güldü.
Ve büyük bir mutlulukla;
- Elhamdülillah! dedi.
Ve müsterih olarak ruhunu teslim etti.
O meçhul kiÅŸi mi?
KaybolmuÅŸtu ortadan.
Bir daha da gören olmadı.
Namazını kıl!
Gencin biri nasihat istemiÅŸti bu Veliden.
Cevabında;
- OÄŸlum! Allahü teâlânın beÄŸendiÄŸi ÅŸeyleri yapmaya bak. Yasak ettiklerinden sakın, buyurdu.
Ve ekledi:
- Emirlerin en mühimi, “BeÅŸ vakit namaz”dır ki, kılmamak çok büyük günahtır.
|