Ahmet MürÅŸidi Efendi "rahmetullahi aleyh", Diyarbakır’da yaÅŸamış Velilerdendir.
Bir gün, bir genç geldi bu zatın yanına.
Ve dert yandı:
- Hocam, günahtan kurtulamıyorum. Ne yapayım?
Mübarek zat sordu:
- Namaz kılıyor musun evladım?
- Eh iÅŸte efendim.
- Ne demek o?
- Yani bazen kılıyor, bazen de bırakıyorum efendim.
- Olmaz! Beş vakit namazını tam ve doğru kılacaksın.
- O zaman günahtan kurtulur muyum efendim?
- Evet. “BeÅŸ vakit namaz”ını güzel kılan, günah iÅŸleyemez evladım.
Genç sevindi:
- Ne iyi efendim?
- Evet yavrum. Allahü teâlâ; “Kusursuz kılınan bir namaz, insanı pis ve çirkin iÅŸleri iÅŸlemekten korur” buyuruyor.
Cehenneme girmemek için
Bir gün de, öÄŸle namazını kılmış, camiden çıkıyordu ki, bir delikanlı yanaÅŸtı yanına.
Ve sordu:
- Efendim, Cehennemden kurtulmak için bana ne tavsiye edersiniz?
Buyurdu ki:
- İslamiyet’e iyi sarıl evladım.
- O zaman kurtulur muyum Cehennemden?
- Elbette. İslam’a tam uyan, Cehenneme girmez.
Sonra sordu o gence:
- Sen bir anne gördün mü ki, yavrusunu ateÅŸe atsın?
- Öyle anne düÅŸünülemez efendim.
- İşte Allahü teâlânın kullarına merhameti, bir annenin yavrusuna olan merhametinden daha çoktur evladım.
Duası kabul oldu
Bir gün de, hıristiyan ve yahudilerden bir grup insan geldi bu zatın yanına.
Onları imana davet etti mübarek zat.
Ancak kabul etmediler.
Bunun üzerine açtı ellerini, yalvardı:
- Ya Rabbi bunlara hidayet ver de yanmasınlar Cehennemde.
O anda kalbi döndü hepsinin.
Önünde diz çöküp, söylediler “Kelime-i ÅŸehadet”i.
Şaşırmışlardı.
Birbirlerine bakıp;
- Sahi biz nasıl iman ettik? dediler.
Büyük Veli gülümsedi onlara.
- Hidayet Allah’tandır kardeÅŸlerim, buyurdu. Biz sadece dua ettik.
|