Åžeyh Lütfullah Efendi "rahmetullahi aleyh", Balıkesir erenlerindendir.
Bir gün, dergahına zenginlerden biri gelerek;
- Efendim, müsaitseniz sizi bütün talebelerinizle birlikte bu akÅŸam yemeÄŸine fakirhaneye bekliyorum, dedi.
Mübarek zat memnun oldu:
- Olur geliriz. Hem sohbet ederiz biraz.
Adam sevindi.
Talebeler daha çok sevindiler.
Zira böyle davetlerden sonra hocalarının sohbetine doyum olmazdı. Yemekten ziyade sohbet için sevinmiÅŸlerdi onlar.
Ancak henüz yenice gelen Mustafa adında bir talebe vardı ki, baÅŸka türlü sevinmiÅŸti bu garip.
“Hele ÅŸükür” dedi içinden, “Her gün darı ekmeÄŸi yiyip, darı çorbası içiyoruz. Bu akÅŸam, ÅŸöyle çeÅŸitli nefis yemekler yeriz davette”.
Çarıklarını hazırlayıp, sabırsızlıkla akÅŸamı bekliyordu ki, Lütfullah Efendi çağırdı kendisini:
- Mustafaa!
KoÅŸtu hemen huzuruna:
- Buyurun hocam.
- Evladım, biz bu akÅŸam davete gidiyoruz. Sen dergahta kal. Mutfakta darı ekmeÄŸiyle darı çorbası var. Onlarla karnını doyurursun!
Genç anlamıştı hatasını.
KöÅŸesine çekilip azarladı kendini:
- Ey alçak nefsim! Sen yalnız mideni düÅŸünürsen, böyle mahrum kalırsın iÅŸte. Çek ÅŸimdi cezanı. Sen müstehaksın buna.
Hastanın duası
Lütfullah Efendi bir sohbetinde;
- Çocuklar, Allahü teâlâ, sıkıntılı halde yapılan duayı kabul eder, buyurdu.
Ve ekledi:
- Mesela hastanın duası makbuldür. Onun için hastalık nimettir bir bakıma.
Talebenin biri kalktı.
- Efendim, “Hastalık nimettir” dediniz. Yanlış duymadık deÄŸil mi?
Mübarek zat gülümsedi:
- Evet evladım. Hastalık nimettir, ama sabretmek ÅŸartıyle. Hastalık istenmez. Bilakis hasta olmamak için tedbir alınır. Ama buna raÄŸmen gelirse, sabredilir. Büyükler, “Hastalıkta ÅŸifa vardır” buyurmuÅŸlardır.
Genç talebe bir daha ÅŸaşırdı:
- Hastalıkta şifa mı vardır hocam?
- Evet yavrum. Hasta, hastalığından dolayı ÅŸikayet etmez ve sabrederse, günahları affolur. Ayrıca çok da sevap kazanır. Sonra hastanın kalbi kırık olur, duaları makbuldür. Hasta, günah iÅŸlemeyi düÅŸünemez. Åžifa vermesi için Allah’a yalvarır daima.
Ve ekledi:
- Hem sonra hasta, ölümü daha çok hatırlar. Ahireti düÅŸünür, günahlarına tövbe eder. Bu yüzden Allah’a daha yakın hisseder kendini
.
Åžöyle bitirdi:
- Bütün bunlar ÅŸifadır iÅŸte. Manevi ÅŸifa, kalb için ÅŸifa...
|