Salih Dede "rahmetullahi aleyh", Balıkesir’de yaÅŸamış Hak dostlarından.
Balıkesir merkezde, Atalar caddesi üzerinde bir apartmanın dibinde bulunuyor nurlu kabri.
Bir gün, günahlar içinde olan bir genç gelip, dert yandı bu zata:
- Efendim, hiç huzurum yok. İçim sıkılıyor.
Mübarek zat sordu:
- Neden sıkılıyorsun oğlum?
- Bilmiyorum. Devamlı bir huzursuzluk var içimde.
- Evladım, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına göre yaÅŸarsan huzurlu olursun. Huzursuzluk, “günah iÅŸlemek”ten ileri gelir ekseri.
Ve sordu:
- Evinizde Ehl-i sünnet alimlerinin yazdığı “İlmihal kitapları”ndan yok mu evladım?
- Var hocam, olmaz mı.
- Peki okumuyor musun o kitapları?
- Maalesef efendim, okumuyorum.
- Vah vah. Güzelim kitapları raflarda hapsettin öyle mi? Çok yazık. Senin ilacın o kitaplardır iÅŸte. Bir hasta, ilacını bilse ama kullanmasa, iyi olabilir mi evladım?
- Olmaz tabii hocam.
- İşte senin halin de buna benziyor. İlacın var, kullanmıyorsun. Bir ilaç kullanılmıyorsa, evde bulunmasının ne faydası olur?
Ve özetledi:
- O kitapları okuyup tatbik edersen, sıkıntıdan kurtulur, huzura kavuşursun.
Çok yaÅŸamak için
Bir gün de, nasihat isteyen bir gence;
- Evladım, Allahü teâlânın sana nasıl davranmasını istiyorsan, sen de Allah’ın kullarına öylece davran, buyurdu.
Ve ekledi:
- Muvaffak olmanın sırrı ikidir. Biri, günah iÅŸlememek, öbürü, Allah’ın kullarına iyilik etmektir.
Ve ÅŸöyle bitirdi sözünü:
- Unutma, sabreden ve güler yüzlü olan, daima muvaffak olur.
Delikanlının hoÅŸuna gitmiÅŸti bu sözler.
Sordu yine:
- Efendim, çok yaÅŸamak istiyorum, ne yapayım?
- “Ölüm”ü çok düÅŸün. Ölümü düÅŸünmek ömrü uzatır.
- Peki hocam, huzurlu olmak için ne yapayım?
- Ölüme hazırlan.
Genç adam anlıyamadı:
- Özür dilerim efendim, ben huzurlu olmanın yolunu sormuÅŸtum.
- Anladım evladım. Müslüman, ölümü düÅŸündükçe rahatlar. Hele ölüme hazırsa, huzur dolar içine. Onun mutluluÄŸu yüzünden okunur.
- Peki efendim, bana son bir nasihat edin de, onu küpe yapayım kulağıma.
Buyurdu ki:
- Pekala, her iÅŸi yaparken “Rabbim bundan razı mı?” diye düÅŸün. Razıysa yap, yoksa yapma!
|