Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” otuzdokuz yaÅŸlarında idi ki, gündüz olacak hadiseler bir gün öncesinden rüyada gösterilirdi kendisine.
Melekler;
-Ya Muhammed! diye seslenir, selam verirlerdi.
O günlerde yalnız kalmak istiyor, yalnızlığı seviyordu.
Yanına bir miktar yiyecek alıp “Hira maÄŸarası”na gider, o ıssız ve sessiz yerde ibadetle geçirirdi vaktini.
Ancak bazı fitneci kadınlar, Hatice annemizin kalbine fitne sokmaya çalışıyorlardı.
Bir gün koÅŸtular yine onun kapısına.
- Bak Hatice, sen bütün servetini Ona bağışladın. O ise senden uzaklaşıyor. Seni sevmiyor galiba, dediler.
Hazret-i Hatice “radıyallahü teâlâ anha” hiç aldırmadı bu sözlere:
- Bunu da nerden çıkarıyorsunuz?
- Canım anlamıyor musun? Sevse, niye uzaklaşsın senden?
Yüz vermedi fitnecilere:
- Hayır, yanılıyorsunuz. Böyle bir ÅŸey aklımın köÅŸesinden bile geçmez benim. Siz kendinize bakın, dedi.
Ve devam etti:
- Bilakis saadet niÅŸanları, Peygamberlik iÅŸaretleri görüyorum ben onda. Çok yakında bütün cihan Onun davet nuruyla aydınlanacak, göreceksiniz.
Fitneciler kös kös geri gittiler.
Nitekim o senenin Ramazan ayı ortalarında, Efendimiz aleyhisselam Hira’dan eve dönüyordu bir gece.
Safa ile Merve arasına gelmiÅŸti ki, birden bire gök cihetinden gelen tatlı bir sesle ürperdi:
- Ya Muhammed! Sen Allah’ın Resulüsün! Ben de Cebrailim!
Başını kaldırdığında Cebrail aleyhisselamı gördü havada.
İnsan şeklindeydi.
Yoluna devam etti.
Yol boyunca, taÅŸlar ve aÄŸaçlar, saÄŸdan soldan selam veriyorlardı kendisine.
- Esselamü aleyke ya Resulallah!
Bu fevkalade haller endiÅŸeye düÅŸürdü Efendimiz aleyhisselamı.
Bunlar ilahi bir hadise miydi?
Yoksa cin iÅŸi miydi?
Bu korkuyla vardı eve.
Hatice validemiz, ilk görüÅŸte sezdi bir ÅŸeyler olduÄŸunu.
Ve sordu:
- Ya Muhammed! Yüzünde bir baÅŸka nur görüyorum bugün. Bir ÅŸey mi oldu?
- Evet ya Hatice, birtakım sesler iÅŸitiyor, ışıklar görüyorum. Acaba cin midir bu görünenler?
Hatice validemiz teselli etti:
- Korkma! Allah, senin hakkında hayırdan başka bir şey dilemez. Cin, semtine bile uğrayamaz senin, dedi.
Ve ekledi:
- Benim ümidim ÅŸöyledir ki, sen bu ümmetin Peygamberi olacaksın.
Bu sözler rahatlattı Efendimiz aleyhisselamı.
Nitekim o günlerde, ikinci bir dert ortağı, ondan baÅŸka destek veren bir kimse yoktu kendisine.
|