Balıkesir’in Bigadiç kazasına baÄŸlı Adalı köyünde bir Veli yatıyor.
Davut Dede "rahmetullahi aleyh".
Bu zata bir gün;
- Efendim, Velileri vesile ederek dua edilir mi? diye sordular.
Cevabında;
- Edilir, ama bir ÅŸartla, buyurdu.
- O ÅŸart nedir efendim?
- Onları vesile ederek bir ÅŸeylere kavuÅŸursak, bunları o Evliyadan bilmeyeceÄŸiz. Allah’tan bileceÄŸiz. Çünkü her iyiliÄŸi yaptıran, gönderen, yalnız Odur.
Sordular.
- Ya Evliyalar hocam?
- Onlar aciz birer kuldur ancak. Bir ÅŸey yaratamazlar. Lakin Allahü teâlâ onları çok sevdiÄŸi için, onların hatırına istenilen ÅŸeyi verir.
Onu çekemiyordu, ama...
O devirde bir kiÅŸi vardı ki, bu zatı çekemiyor, aleyhinde konuÅŸuyordu daima.
Bir gün, “Ey zındık! Ey bidat sahibi!....” diye baÅŸlayan, hakaret ve iftiralarla dolu bir mektup yazıp gönderdi bu zata.
Davut Dede okudu mektubu.
Sonra cevabını yazıp, bir kese dolusu para ile birlikte verdi bir talebesine:
- Bunları o kimseye götür evladım.
Talebe;
- BaÅŸ üstüne efendim, dedi.
Ve götürüp verdi.
Mektup ÅŸöyleydi:
“Muhterem efendim! Günahlarımı almakla, bana çok büyük iyilik yapmışsınız. Bu iyiliÄŸinize karşı, ben de bu paraları size hediye ediyorum. Lütfen kabul edin”.
Adam mektubu okuyunca fevkalade utandı.
Yaptıklarına pişman olup, rica etti o talebeye:
- Beni hocana götür lütfen!
Pişmanlığını bildirip af dileyecekti.
Dergaha yaklaşınca;
- Dur! dedi.
Boynuna bir ip geçirip, ucunu da o gence verip;
- Tut ÅŸunu! dedi.
Çocuk ÅŸaşırdı:
- Peki ama niçin?
- Bu yularımdan tutup, çeke çeke hocanın huzuruna götür beni.
- Estagfirullah, bunu yapamam.
- Sen beni dinle. Hayvanlık edip o mübarek zata neler yazmıştım neler. Åžimdi, bu halimi görür de, bu gerçekten hayvanmış diye belki beni affeder, dedi.
O ÅŸekilde girdiler huzura.
Ve affa kavuÅŸup, talebesi olmakla ÅŸereflendi o gün.
|