Hasan Dede "rahmetullahi aleyh", Balıkesir’in Sındırgı kazasının Işıklar köyünde yatan bir Veli.
Gönül ehli bir zattı.
Horasandan, yıllar önce gelmiÅŸ bu yöreye.
Orta boylu, buÄŸday benizli, nur yüzlü idi.
Günahtan ÅŸiddetle kaçar;
- “Haram ateÅŸtir, ona yaklaÅŸmayın!” derdi sık sık.
Bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim! Her halinizde Allahü teâlânın rızasını düÅŸününüz! Her iÅŸinizi Onun emrettiÄŸi gibi yapınız! buyurdu.
Ve ekledi:
- Unutmayın ki biz kuluz. Sahibimizin emrindeyiz. Bu dünyada Onun emrettiÄŸi gibi yaÅŸamazsak, dünyada da sıkıntı çekeriz, ahirette de.
Büyük Veli, insanların haklarına çok saygı gösterirdi.
Sordular:
- Neden böyle yapıyorsunuz?
Buyurdu ki:
- Müminlerin hakkına saygı, Allahü teâlânın hakkına saygıdandır.
O da Allah’ın bir mahluku
Çok da merhametliydi.
Olacak bu ya, o devirde bir köpek cüzzam hastalığına yakalandı.
Vücudu yara bere içinde olduÄŸundan, “iÄŸrenç” bir görünüm arzediyordu.
Gören, kaçıyordu yanından.
Kovula kovula gelip Hasan Dede’nin kapısının eÅŸiÄŸine yatıverdi.
Mübarek zat, halini görüp acıdı hayvana.
Köyün dışında bir kulübe yapıp tedaviye baÅŸladı.
Yaralarını temizleyip merhem sürdü.
Karnını doyurdu.
Kırk gün sonra iyileÅŸti hayvancağız.
Köy halkı;
- Efendim, dediler. Bir köpeÄŸe bu kadar ilgi göstermenizin hikmeti nedir acaba?
Buyurdu ki:
- Niçin ilgilenmeyeyim? Bu da Allah’ın bir mahluku. İslamiyet, Allahü teâlânın emirlerine kıymet vermek, mahluklarına ÅŸefkatli davranmaktır.
Åžöyle devam etti:
- Kıyamet günü cenâb-ı Hak bana; “Bu köpeÄŸe niçin acımadın? Onu o halde gördün de, o hastalıktan niçin kurtarmadın? Aynı hastalığa sen de yakalanabilirdin, bu ihtimali hiç düÅŸünmedin mi?” diye soracağından korktum. Onun için ilgilendim.
Ardından;
- Kardeşlerim! Sizler de kalbinizi her mahluka karşı merhamet hissiyle doldurun, buyurdu.
Ve ekledi:
- Büyüklerimiz; “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” buyuruyorlar.
|