İbrahim bin Musa "rahmetullahi aleyh", Mısır’da yetiÅŸen Velilerdendir.
Bu zat, bazen atına atlayıp süratle bir yerlere gider, saatler sonra tozlara ve kana bulanmış olarak geri dönerdi.
Bir defasında yine kanlı elbiselerle geri dönmüÅŸtü ki, yakınları çok merak ettiler.
Ancak çekindiler sormaya.
Kendi de bir açıklama yapmıyordu.
Bir kaç gün geçti.
Şam tarafından bir kafile geldi oraya.
O civarda kâfirlerle Müslümanların yaptığı savaşı ÅŸöyle anlattılar:
DüÅŸman ordusu çok kuvvetliydi.
Müslümanlar tam maÄŸlub olmak üzere idi ki, son üç günde durum deÄŸiÅŸti birden.
Sordular:
- Nasıl değişti birden?
- İbrahim bin Musa hazretlerinin gelmesiyle, dediler.
Ve ÅŸöyle anlattılar:
- Onu, atının üzerinde harp meydanında gördük birden. En ön safta “Allah Allah!” diyerek düÅŸmana saldırıyor, önüne geleni yere seriyordu.
Åžöyle devam ettiler:
- Biz de kendimize geldik ve ard arda yaptığımız hücumlarla düÅŸmanı püskürttük geriye. Mübarek zat düÅŸman komutanını da öldürünce kâfirler periÅŸan olup kaçmaya baÅŸladılar. Biz de arkalarından kovaladık. Zafer bizim oldu elhamdülillah.
Nasıl başardınız?
Bir gün de;
- Nasıl muvaffak oldunuz? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Bir hadis-i şerife yapışmak suretiyle, buyurdu.
- O hangi hadis-i ÅŸerif efendim?
- “Helekel müsevvifun” buyurdu.
Ve ekledi:
- Yani Peygamberimiz; “İyi iÅŸleri sonraya bırakanlar ziyan etti” buyuruyor. Ben bu hadis-i ÅŸerife uyarak bugünün iÅŸini yarına bırakmadım.
|