Manisa’nın Kula ilçesinde medfun bir Hak dostu var.
Hoca Seyfeddin Efendi "rahmetullahi aleyh".
Bu zat, bir gün çıktı Kula’dan, vardı bir köye.
Derken öÄŸle ezanı okundu.
“Namazı kılıp da öyle döneyim” diye düÅŸünüp girdi camiye.
Ve ne hikmetse uymadı İmama.
Geride yalnız başına kıldı.
Ancak bu, dikkatini çekmiÅŸti cemaatin.
Kendisini de tanımıyorlardı.
Namazdan sonra geldiler yanına:
- HoÅŸ geldin Efendi.
- HoÅŸ bulduk.
- Kusura bakmazsan bir şey soracağız.
- Estagfirullah, buyurun.
- Åžey... imama uymadın da. Niçin? diye soracaktık.
Buyurdu ki.
- İmam namaz kılmıyordu ki uyayım.
Bu cevaba çok ÅŸaşırdılar
- Kılmıyor muydu? Ne yapıyordu peki?
- Süt peÅŸinde koÅŸuyordu.
- Hiçbir ÅŸey anlamadık. Daha açık söyler misiniz?
- Açığı gizlisi yok. İmam, namaz esnasında, “sütü çok olan bir ineÄŸin” peÅŸine düÅŸmüÅŸtü. Aklı fikri “sütlü inek”teydi. Bu sebeple namazın erkanını düÅŸünmüyordu. Onun için uymadım ona.
Cemaat bu sefer İmama geldiler.
- Hoca efendi! Sen farzı kıldırırken bir ÅŸeyler düÅŸündün mü?
- Evet, maalesef düÅŸündüm.
Cemaat iyice meraklanmıştı:
- Ne düÅŸündün?
- Çocuk evde hasta yatıyor da, ona süt lazımdı. Cemaatten, ineÄŸi olan birini gördüm. Hem de sütü boldu ineÄŸinin. DüÅŸündüm ki, namazdan sonra ona tembih edeyim. Bize her gün süt sağıp getirsin. Namazda zihnim hep bununla meÅŸguldü.
Cemaat bunları iÅŸitince, geldiler Hoca Seyfeddin Efendi’nin yanına.
Elini öpüp talebesi oldular topyekün.
|