Bursa Evliyasından Alaaddin Ali Fenari "rahmetullahi aleyh" hazretlerinin bir talebesini haydutlar yakaladı bir gün.
Elini ayağını bağlayıp attılar bir zindana.
Garip, o karanlık yerde ellerini açıp, yaÅŸlı gözlerle;
- Ya Rabbi! Beni bu zindandan ancak sen kurtarabilirsin. Hocamın hürmetine kurtar beni! diye yalvardı.
Ellerini yüzüne sürerken hocası belirdi yanı başında.
Zincirlerini çözüp kayboldu gözden.
Genç önce ÅŸaşırdı.
Sonra fırladı yerinden.
Baktı ki kapılar açık.
Nöbetçiler uyuyor.
Rahatça çıkıp, doÄŸruca hocasının huzuruna geldi.
Elini öpüp oturdu karşısına.
Mübarek zat sevgiyle baktı talebeye:
- Hoş geldin evladım!
- HoÅŸ bulduk efendim.
Delikanlı, olanları anlatacaktı ki, büyük Veli;
- GeçmiÅŸ olsun, buyurdu. Büyüklerimizin himmetiyle çok ÅŸükür kurtuldun.
Müslüman niçin yaÅŸar?
Bu zat bir gün bazı gençlerle sohbet ediyordu ki;
- Müslüman, bu dünyada ne için yaÅŸar? diye sordu onlara.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
Buyurdu ki:
- Müslüman, sadece Allahü teâlânın rızasını kazanmak için yaÅŸar. Bunun için çalışır.
Sordular:
- Başka maksadı yok mudur efendim?
- Hayır, tek gayesi, Rabbinin rızasını ve sevgisini kazanmaktır.
Dünyada en zor iÅŸ
Bir gün de sevdiklerine;
- Dünyada en zor iÅŸ nedir, biliyor musunuz? Diye sordu.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
Buyurdu ki:
- En zor iş, hak nedir, batıl nedir, onu ayırabilmektir.
Sordular:
- Bu, neden zordur efendim?
- Åžöyle düÅŸünün ki, yetmiÅŸüç yolun kesiÅŸtiÄŸi bir yol ayrımındasınız. Bu yolların yetmiÅŸikisi Cehenneme, biri ise Cennete çıkıyor. Ama hangisi? Bilmiyorsunuz. Bu durumda ne yapılır?
Gençler ÅŸaÅŸkındı:
- Ne yapılır efendim?
- Yolu bilen birine, bir rehbere sormak lazım, öyle deÄŸil mi?
- Evet ama o rehber kimdir efendim?
- Rehber, “Ehl-i sünnet alimleri”dir.
- Öyle alimler yoksa hocam?
- Kendileri yoksa kitapları var. O kitapları okuyan da hakkı batıldan ayırır, doğru yolu bulur mutlaka.
|