İran’da yaÅŸamış Velilerden Ebu İshak Åžirazi hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir gün sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- Allahü teâlâ bir kulunu severse, ona iki nimet verir, buyurdu.
Sordular:
- Onlar nedir efendim?
Buyurdu ki:
- Birincisi, sevdiÄŸi bir kulunu tanıtır ona. Yani hakiki bir İslam alimini, Allah dostu bir Veliyi, tanıtır ve sevdirir onları. İkinci nimet, hayırlı bir iÅŸtir. Yani insanların dünyasına veya ahiretine faydası olan bir iÅŸte çalıştırır o sevdiÄŸi kulunu.
Sordular:
- Daha çok severse efendim?
- O zaman dert ve bela verir ona.
Şaşırdılar:
- Sevdiği kula mı dert bela verir efendim?
- Evet. Ama bu dertleri nimet bilir o kimseler. Derd-ü belayı, “Kemend”e benzetmiÅŸtir büyükler. Cenâb-ı Hak, bu kementle tutup kendine çeker sevdiklerini.
İhlas nedir?
Bir gün de;
- İhlas nedir? diye sordular bu zata.
Cevaben;
- “İhlas”, Allahü teâlâyı çok sevmek ve her sevdiÄŸini Allah için sevmektir, buyurdu.
Sordular:
- En mühim iÅŸ nedir efendim?
- Üç ÅŸeydir. Birincisi öÄŸrenmek. İkincisi öÄŸrendiÄŸiyle amel etmek. Üçüncüsü de öÄŸrendiklerini baÅŸkalarına da öÄŸretmektir.
Sordular yine.
- Neyi öÄŸreneceÄŸiz efendim?
- Allahü teâlânın emir ve yasaklarını. Ama rastgele kimselerden din öÄŸrenilmez.
- Kimden öÄŸreneceÄŸiz efendim?
- “Ehl-i sünnet alimleri”nden veya onların kitaplarından. Çünkü onlar nakli esas alır, kendi kafalarından bir ÅŸey yazmaz ve söylemezler.
İki mühim iyilik
Bir gün de sohbetinde;
- Çok sayıda iyilik vardır, buyurdu. Ama bunların en iyisi iki ÅŸeydir:
Merak ettiler:
- Onlar nedir efendim?
Buyurdu ki:
- Biri doÄŸru iman. Öbürü, insanlara karşı ÅŸefkatli olmaktır. Kötülük de çoktur. Ama kötülüklerin en kötüsü iki ÅŸeydir. Biri kâfirlik, öbürü insanlara eziyet etmektir.
Müminin alameti
Bir gün de;
- Mümin olmanın alametlerinden biri nedir, biliyor musunuz? diye sordu cemaatine.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
Buyurdu ki:
- Mümin olmanın bir alameti de bir insanın daha Cehennemden kurtulmasına vesile olmak için çalışmaktır.
- Yani emr-i maruf mu efendim? dediler.
- Evet, buyurdu. Bir kiÅŸiye dinden bir mesele öÄŸretmek, “yüz nafile hac” sevabına karşılıktır. Halbuki bu kadar hac yapmaya insanın ömrü yetmez.
Sordular:
- O kadar ilmimiz yoksa efendim?
- O zaman kitap verirsiniz.
- Ne kitabı efendim?
- Ehl-i sünnet alimlerinin Allah için yazdıkları bir “İlmihal kitabı”nı alıp hediye edersiniz mesela.
- Bu da emr-i maruf sayılır mı hocam?
- Elbette. O insan bu kitaptan okuyup öÄŸrenir. Siz de emr-i maruf sevabına kavuÅŸursunuz.
|