BaÄŸdat Evliyasından Ali bin Muvaffak "rahmetullahi aleyh" hazretlerine, bir gün felçli ve kötürüm bir kimseyi getirip;
- Efendim, bir dua edin de ÅŸifa bulsun, diye rica ettiler.
Ancak on senedir felçliydi adamcağız.
Araba ile getirmiÅŸlerdi oraya.
Mübarek zat, elini hastanın omzuna koyup;
- Kalk! Niçin arabada oturuyorsun? buyurdu.
Adam ÅŸaka sandı bu sözü.
Lakin ciddiydi.
Elinden tutup;
- Haydi kalksana! dedi bir daha.
Adam fırlayıp kalktı ayağa.
Kendi de şaşırmıştı, yanındakiler de.
Turp gibi olmuştu artık.
Yürüyerek döndü evine.
Ben ölürsem…
Bu zat bir gün de ÅŸunu anlattı cemaatine:
Vaktiyle zengin ve kimsesiz bir adam evinde vefat etmiÅŸ.
Yanında yazılı bir vasiyet bulmuşlar.
Vasiyette; “Ben ölürsem, bütün mallarım, bu yörenin en akıllı adamına verilsin” diye yazıyormuÅŸ.
Vârisleri doÄŸruca müftüye gidip;
- Bu yörenin en akıllı adamı kimdir? diye sormuÅŸlar.
Müftü, hiç düÅŸünmeden bir zahidin adını verip;
- Bu havalinin en akıllısı odur, demiş.
- Niçin? diye sorunca da;
- Çünkü o, zahiddir, demiÅŸ. Dünyaya kıymet vermez. Dünyaya kıymet vermemesi, akıllı olduÄŸunun en bariz alametidir.
Cemaat sordu merakla:
- Peki, bütün malları o zahide vermiÅŸler mi efendim?
- Evet, buyurdu. Ama o tamamını fakirlere dağıtmış hemen. Bir gece bile tutmamış yanında.
Ömürler azalıyor
Bir gün de;
- KardeÅŸlerim, günler geçiyor, ömürler azalıyor. En kıymetli sermayemiz ömrümüzdür, buyurdu.
Sordular:
- Ömür neden kıymetlidir efendim?
- Çünkü sonsuz ahiret saadeti, bu kısacık ömürde kazanılır da ondan, buyurdu.
- Peki ne tavsiye edersiniz efendim?
- Çok kıymetli olan bu ömrü, çok kıymetli olan ÅŸeyler için kullanın!
Merak ettiler:
- Ne için mesela efendim?
- İslamiyet’e uyun. Yani Allahü teâlânın beÄŸendiÄŸi gibi yaÅŸayın. Ömrünü lüzumsuz ve faydasız ÅŸeylerle bitirenler, ölünce çok piÅŸman olacaklardır.
|