Kayseri Velilerinden Göncüzade Kasım Efendi "rahmetullahi aleyh", bir günkü sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, biz hepimiz “Ahiret yolcusu”yuz, buyurdu. Aynen bir vasıtaya binen yolcular gibi. Kimileri binerken, kimileri de iniyor. Nitekim ÅŸu anda niceleri doÄŸarken, nice insanlar da göçüyor bu dünyadan.
Ve sordu onlara:
- Yolcu olan bir kiÅŸi, ha saltanatla yaÅŸamış, ha üzüntüyle, fark eder mi?
- Etmez efendim, dediler.
- Neden? Çünkü yolcudur. Bir gün sona erecek. Saltanat, kalıcı olana layıktır. Bu dünyada hiç bir ÅŸey kalmıyor ki. Her ÅŸey yok oluyor. Siz, kalıcı olana talip olun.
Ve ilave etti:
- Kalıcı olan, salih ameller iÅŸleyerek Allahü teâlânın rızasına kavuÅŸmaktır. Müslüman olarak ölüp Cennete gitmektir.
Hesap vereceÄŸiz
Bir gün de;
- KardeÅŸlerim, bugün ne iÅŸlersek, yarın hepsinin hesabını vereceÄŸiz, buyurdu. Ahirette günahlarımız önümüze konulduÄŸunda, rezil rüsvay oluruz mâzallah.
Sordular:
- Ne tavsiye edersiniz efendim?
- Çok istiÄŸfar edelim, buyurdu. Allahü teâlâ tövbeleri kabul eder. Ama bazı ÅŸartları var.
- Onlar nedir efendim?
- Önce piÅŸmanlık. Yani suçunu kabul edip, o günahı bir daha yapmamaya söz vermek.
- BaÅŸka hocam?
- Bir de din kardeÅŸini çok sevmek. Müslümana karşı kin ve nefret besleyen insanlar, bahtsız insanlardır.
Mümin, Allah’ın dostudur
Åžöyle izah etti:
- Çünkü cenâb-ı Hak; “Kelime-i ÅŸehadet getiren kullar benim dostumdur” buyuruyor. Bırakın Müslümanları, kâfirleri bile incitmeye mezun deÄŸiliz. Kimseyi gıybet etmeye, kötülemeye, su-i zan etmeye hakkımız yoktur.
Ve ekledi:
- Kötülenecek biri varsa, o da biziz.
Şaşırdılar:
- Biz miyiz efendim?
- Evet biziz, yani kendimiz. Birini kötüleyeceksek, kendimizi kötüleyelim.
Åžöyle bitirdi:
- Kendi kusurunu görebilen insan, baÅŸkası ile uÄŸraÅŸmaya vakit bulamaz.
|