Erzincan Evliyasından Muhammed Sami Efendi “rahmetullahi aleyh”, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, müminin, büyük dahi olsa günah iÅŸlemekle imanı gitmez, kâfir olmaz, buyurdu.
Ve ekledi:
- Günahı çok olan bir mümin, son nefesi boÄŸazına gelmeden evvel tövbe ederse, kurtulması çok umulur. Çünkü Allahü teâlâ, tövbeyi kabul edeceÄŸini vaad etmiÅŸtir. O, vaadinden dönmez.
Sordular:
- Ya tövbe etmezse efendim?
- O zaman onun iÅŸi, Allahü teâlânın iradesine kalmıştır. Yani dilerse günahlarının hepsini affederek Cennete sokar. Dilerse Cehennem ateÅŸiyle günahları kadar azab yapar. Fakat sonunda yine merhamete kavuÅŸarak Cennete girer.
- Yani Cehennemde sonsuz kalmaz mı efendim?
- Hayır. Ahirette merhamete kavuÅŸamayan, yalnız kâfirlerdir. Kalbinde zerre kadar imanı olan, rahmete kavuÅŸacaktır.
İlk öÄŸrenilecek ÅŸey
Bir gün de sohbetinde;
- Bir çocuk akıl baliÄŸ olunca, [erkeklerde ilk meni gelince, kızlarda ilk hayz olunca], hemen “iman”ın altı ÅŸartını, sonra farzları, helal ve haram olan ÅŸeyleri öÄŸrenmesi farz olur, buyurdu. Bunları, ana babasından, onlar bilmiyorsa bilen bir akrabasından veya ahbabından sorup öÄŸrenmelidir.
Ve ekledi:
- Müslüman olan kâfir de böyle yapar. Hemen “Ehl-i sünnet” bir din adamına veya müftüye gidip, lüzumlu bilgileri ondan sorması gerekir. Bunların da ona öÄŸretmesi veya bir din kitabı hediye ederek buradan okuyup öÄŸrenmesini tenbih etmeleri farz olur. Böyle yapmazlar da sadece “Aferin, aferin!...” deyip öÄŸretmez veya bir kitap vermezlerse, farzı yapmamış olurlar.
Åžöyle bitirdi:
- Bu farzı yapmayan, Cehennemde yanacaktır.
|