| Evliyanın büyüklerinden Ferideddin-i Genc-i Şeker hazretlerine “rahmetullahi aleyh”, bir gün bazı sevdikleri;- Efendim, örnek insan nasıl olur? diye sordular.
 
 Cevabında;
 - Numune insan, kendisini feda edendir, buyurdu.
 
 - Kendisini ne için feda edecek efendim? dediler.
 
 - İnsanlar için, dinimiz için, vatanımız için, buyurdu. Öyle ki, bu hizmetlerde hiç kendi menfaatini düşünmeyecek. Hatta aklına bile getirmeyecektir.
 
 Ve ekledi:
 - Yani kendisi, kendi için yoktur. Ancak hizmet için vardır.
 
 - Ama bu, çok zor efendim, dediler.
 
 - Evet, zor, buyurdu. Ama unutmayın ki, Eshab-ı kiramdan itibaren bütün ecdadımız böyle idiler. Cünun derecesinde kendilerini vakfetmişlerdi.
 
 İşinin delisi olmayan…
 
 Anlayamadılar.
 - Cünun mu dediniz efendim?
 - Evet. Cünun, delilik demektir. Büyüklerimiz; “İşinin delisi olmayan, Velisi olamaz” buyurmuş. İşte insanlara hizmet için deli gibi olan ecdadımız olmasaydı, İslamiyet bize kadar gelemezdi. Biz bugün Müslümansak, bunu, o insanlara borçluyuz.
 
 Şöyle devam etti:
 - Ama bu iş fedakârlık ister, çile ister. Çile olmazsa hizmet olmaz. Evet, çileyi kimse istemez. Halbuki çile çekmek, ilaçtır. İlaçlar elbette acı olur.
 
 Yemek yedirin!
 
 Aynı sohbette;
 - Kardeşlerim, birbirinize ikram edin, ihsan edin, yemek yedirin, buyurdu. Allah’ın kullarına yemek yedirenin ömrü uzun olur.
 
 Hayret ettiler.
 - Yemek yedirenin mi ömrü uzun olur efendim?
 
 - Evet. Öyleyse birbirimizi çok sevelim. Bu sevginin çoğalması rahmet, azalması felaket alametidir.
 
 Şöyle bitirdi:
 - Din kardeşimiz her şeyden aziz, her şeyden değerlidir. Çünkü onun bir duası, kurtulmamıza sebeptir ahirette.
 
 |