İstanbul’da medfun Ömer Ziyaeddin Dağıstani hazretlerine “rahmetullahi aleyh“, bir gün;
- Cehennemden kurtulmak için ne yapalım? diye sordular.
Cevabında;
- Cehennemden kurtulmak isteyen, helal ve haramları iyi öÄŸrenmeli, helal kazanıp, haramdan kaçmalıdır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Ecel gelince, insanı uyandıracaklar, gözleri kulakları açacaklar. Ama o zamanki piÅŸmanlık iÅŸe yaramayacak, rezil olmaktan baÅŸka, ele bir ÅŸey geçmeyecektir.
Åžöyle devam etti:
- Hepimize ölüm yaklaşıyor. Ahiretin çeÅŸit çeÅŸit azapları, insanları bekliyor. İnsan öldüÄŸü zaman, kıyameti kopmuÅŸ demektir.
Åžöyle bitirdi:
- Ölüm uyandırmadan önce uyanalım! Önce, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öÄŸrenelim. Sonra ÅŸu birkaç günlük ömrü, bunlara uygun geçirelim. Kendimizi ve aile efradımızı ahiretin çeÅŸitli azaplarından kurtaralım!
Söz taşımak fenadır
Bir gün de nasihat istediklerinde;
- Nemimeden çok sakının, buyurdu.
- Nemime nedir efendim? dediler.
- Fitne çıkarmak için Müslümanlar arasında söz taşımaktır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Yalan söylemek ve iftira etmek de haramdır. Bunlardan da sakınmak lazımdır.
Sordular:
- İnsanların ayıplarını örtmek sevaptır deÄŸil mi efendim?
- Elbette. Ayrıca insanların kusurlarını affedin ki, bu da çok sevaptır. Hanımınıza ve çocuklarınıza, acıyın kardeÅŸlerim.
- Nasıl acıyalım efendim?
- Onlara İslamiyet’i öÄŸreterek ve fena arkadaÅŸlardan koruyarak. Dini ahlakı bozan kitap, gazete ve her türlü neÅŸriyat “kötü arkadaÅŸ”tır.
|