Mısır Evliyasından Osman Åžirvani hazretleri “rahmetullahi aleyh“, bir sohbetinde;
- Her günahı yaptıktan sonra tövbe etmek farzdır, buyurdu. Her günahın tövbesi kabul olur. Ancak ÅŸartlarına uygun olması lazımdır.
Sordular:
- Şartları nedir ki efendim?
- Gönülden piÅŸman olmak ve bir daha yapmamaya karar vermektir. Tövbenin kabul edileceÄŸinde deÄŸil, ÅŸartlarına uygun olmasında ÅŸüphe etmelidir.
Åžöyle devam etti:
- Allahü teâlânın gadabı, günahlar içinde gizlidir. Küçük gibi görünen bir günah, Allahü teâlâyı gadaba getirebilir.
Ve misal verdi:
- Mesela ÅŸeytan, ikiyüzbin sene ibadet etmiÅŸti ve meleklere hocalık yapıyordu. Ama kibredip Adem aleyhisselama karşı secde etmediÄŸi için, ebediyyen melun oldu.
- Başka misal var mı hocam?
- Elbette. Adem aleyhisselamın oÄŸlu Kabil de, bir adam öldürdüÄŸü için imansız gitti dünyadan.
Bir harama meyledince…
- BaÅŸka efendim?
- Yine Musa aleyhisselam zamanında Belam bin Baura adında biri vardı ki, ism-i azamı biliyor ve her duası kabul oluyordu. İlmi o kadar çoktu ki, sözlerini yazıp istifade etmek için, ikibin kiÅŸi kağıt kalemle yanında hazır bulunurdu.
- O da mı helak oldu efendim?
- Elbette. Bir harama meylettiÄŸi için imansız gitti. BaÅŸka misal vereyim mi?
- İyi olur efendim.
- Karun, Musa aleyhisselamın akrabasıydı. O kadar zengin olmuÅŸtu ki, hazinelerinin anahtarlarını kırk katır taşırdı. Bu da birkaç kuruÅŸ zekat vermediÄŸi için, bütün malıyla birlikte yer altına sokuldu.
|