Bilal bin Sad hazretleri "rahmetullahi aleyh", tabiinin alimlerinden bir Allah dostudur.
Duası anında kabul olurdu.
Åžöyle ki:
Bir ara, Åžam’da uzun süre yaÄŸmur yaÄŸmamıştı.
İnsanlar susuzluktan kırılıyordu.
Çaresizdiler.
Topluca bu zata gelip, birlikte yaÄŸmur duasına çıktılar.
Hazret-i Bilal, toplanan kalabalığa seslendi:
- Ey insanlar! Biliniz ki bela ve musibetler, iÅŸlenen günahlar sebebiyle gelir. Siz hepiniz günahkâr olduÄŸunuzu itiraf ediyor musunuz?
Halk, bir ağızdan;
- Evet! diye bağırdılar, Biz çok günahkârız. Ama piÅŸman olduk, af diliyoruz!
Büyük Veli kaldırdı ellerini;
- Ya Rabbi! Sen, Kur’an-ı kerimde; “İman edip de doÄŸru söyleyenlerin dualarını kabul ederim” buyuruyorsun. Biz sana iman edip, doÄŸruyu söyledik. Åžimdi çok piÅŸmanız. Affını diliyoruz. Bizi bağışla ve bize yaÄŸmur gönder! diye yalvardı.
Duası yeni bitmiÅŸti ki, yaÄŸmur yüklü bulutlar toplanmaya baÅŸladı.
ÅžimÅŸekler çaktı
Ve rahmet boşaldı.
Ölmek ister misin?
Bir gün de sevdiÄŸi bir gence;
- Ölmek ister misin evladım? diye sordu.
Delikanlı;
- Hayır efendim, dedi. Henüz deÄŸil.
- Neden oÄŸlum?
- Biraz daha yaşayıp, iyi ameller yapmak istiyorum hocam.
Mübarek zat, ÅŸefkatle baktı gence:
- Peki, ömrün var mı o kadar?
Genç büktü boynunu:
- Bilmiyorum hocam.
- Evlat! buyurdu. Madem ki ne zaman öleceÄŸini bilmiyorsun. O halde ne yapacaksan ÅŸimdi yapsana. Niçin yarını bekliyorsun?
O bizi görüyor
Yine bir gün sevdikleriyle oturuyordu ki;
- KardeÅŸlerim! Günahın küçük olduÄŸunu deÄŸil, onu, kime karşı iÅŸlediÄŸinizi düÅŸünün. Biz Onu görmüyorsak da, O bizi görüyor, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Dünya sevgisi, günahların başıdır.
Sordular.
- Dünyadan maksat nedir efendim?
Cevap tek cümleydi:
- Allahü teâlânın beÄŸenmediÄŸi ÅŸeylerdir.
|