Buhara Evliyasından Hace Hasan Attar hazretlerine "rahmetullahi aleyh", bir gün;
- Cihat nedir efendim? diye sordular.

Cevaben;
- Cihat, Allah için hizmettir, buyurdu. Yani Allah’ın kullarına dinini öÄŸretmektir. Fakat bu hizmeti yapmak kolay deÄŸildir.

- Neden efendim?

- Çünkü bu iÅŸ "ihlas" ister, "fedakârlık" ister, "güzel ahlak" ister.

Ve ekledi:
- Ayrıca bu hizmette "çile" vardır, "sıkıntı" vardır. Ama bu sıkıntıları nimet bilmek lazım. Allah için yapılıyor çünkü.

Åžöyle bitirdi:
- Herkese merhametli olacaksınız. Kızmayacaksınız. Çok sıkıntı çeken, çok nimetlere kavuÅŸur ahirette.

Gayemiz ne olmalı?

Bir gün de;
- Efendim, bir Müslümanın gayesi ne olmalıdır? diye sordular bu zata.

Cevabında;
- Her Müslümanın yegane gayesi, "Cenâb-ı Hakkın sevgisini kazanmak" olmalıdır, buyurdu. Asıl maksat budur çünkü.

- Bu, nasıl mümkün olur hocam?

- Her iÅŸi yaparken Onu hatırlamakla. Her iÅŸinde Allahü teâlânın rızasını gözeten kimse, Allah’ın sevdiÄŸi kul olur. Fakat bu nimete kavuÅŸmanın alameti vardır.

- O nedir efendim?

- Allahü teâlâ bir kulunu severse, ona sevdiÄŸi bir kulunu tanıtır. O talihli kimse, ya hakiki bir "Ä°slam alimi"nin sohbetiyle ÅŸereflenir. Ya da eskiden yaÅŸamış böyle bir alimin "Ä°lmihal kitabı"nı okuma bahtiyarlığına kavuÅŸur. Onu okuyarak dinini doÄŸru olarak öÄŸrenir.

Ä°yi Müslüman nasıldır?

Bir gün de;
- Ä°yi bir Müslüman nasıl olur efendim? diye sordular bu zata.

- Müslüman demek, "hasreti çekilen insan" demektir, buyurdu. Bir kimseye hasret duyulmuyorsa, o, iyi Müslüman deÄŸildir.

- Efendim, çocuklarımıza nasihat ediyoruz, hiç tesir etmiyor. Sebep ne olabilir acaba?

- Bir söz etkisiz ise, bunun iki sebebi vardır. Birincisi, dinleyenin "kalbi kararmış" olabilir.

- Öbürü hocam?

- Ä°kincisi de, söyleyen, "söylediÄŸini yaÅŸamıyor"dur. Sözünüzün tesir etmesini istiyorsanız, önce kendinize nasihat edin.