Büyük İslam alimi.
Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri "kuddise sirruh".
Bir gün, sorarlar bu mübarek zata:
- Efendim, muvaffak olmak için ne yapalım?
Cevap verir:
- Günahtan kaçın! Çok dua alın!
Ve ilave eder:
- Bir kulu sevindirmek, yüz senelik teheccüd sevabı kazandırır.
Sonra şunu anlatır:
Vaktiyle bir ateÅŸperest, oÄŸlunu evlendirmek ister.
DüÄŸün günü gelir.
Çok koyun ve inek kesilir.
Ocaklar yanar, yemekler piÅŸer.
Et kokuları mahalleye yayılır.
Ancak evin bitiÅŸiÄŸinde, Müslüman, dul bir kadın yaÅŸamaktadır.
Hem de dört yetimiyle.
Hepsi de günlerdir açtır.
Kadıncağız gider, düÄŸün evinin kapısını çalar.
Açılınca, ateÅŸ ister.
Halbuki ateÅŸ için gitmemiÅŸtir.
“Belki yemek verirler” diye ümitlenmiÅŸtir.
Fakat adam ateÅŸperesttir.
Müslümanları sevmez.
Kadının niyetini anlasa da, bir şey vermez.
Kadın, az sonra bir daha gider.
AteÅŸ ister.
Yine eli boÅŸ döner.
Üçüncüde yine öyle.
Ama ne olur bilinmez bu defa kadına acır.
Hallerini anlamaya çalışır.
İner dehlize, kulak verir.
YetimciÄŸin sesini iÅŸitir:
- AnneciÄŸim, ne olur, bir daha gidiver. Belki bu sefer bir ÅŸey verirler.
Kadın ağlamaklıdır.
- Üç defa gittim yavrum! Artık utanıyorum.
Adam duyar bunu.
Kalbi sızlar.
Bir mükellef sofra hazırlatıp, gönderir evlerine.
Dehlize iner yine.
Konuşmaları dinler.
Yetimlerin en küçüÄŸü dua eder:
Ya Rabbi! O nasıl bize ikram ettiyse, sen de ona ikram et. İmanla şereflendir!
Ardından;
Amin! sesleri yükselir.
İşte o anda, ateşperestin kalbi değişir.
Söyler “kelime-i ÅŸehadet”i.
İmanla şereflenir.
|