Seyyid Fehim Arvasi hazretleri “kuddise sirruh”, üstadını ilk defa Nehri’de gördü.
Görür görmez hayran oldu.
Öyle ki, gözü, Ondan baÅŸkasını görmüyordu artık.
Çünkü Resulullah efendimizin mübarek kalbinden çıkan nurlar, o zatın kalbinden yayılıyordu.
Üstadı, Seyyid Taha-yı Hakkâri hazretleriydi “kuddise sirruh”.
Bu mübarek zat, bir gün Seyyid Fehimi çağırıp;
- Sen, kabiliyetli ve zeki bir talebesin. Mutavvel kitabını okumalısın, buyurdu.
Seyyid Fehim;
- BaÅŸ üstüne efendim, dedi.
Ve arzetti ardından:
- Ama benim kitabım yok.
- Üzülme, benimkini veririm, buyurdu.
Ve kendi “Mutavvel” kitabını hediye edip;
- MuÅŸ’un, Abiri köyünde bir alim var, buyurdu. Ona git. Onunla oku bu kitabı. Bir müÅŸkilin olursa beni düÅŸün.
Seyyid Fehim, yine;
- BaÅŸ üstüne efendim, dedi.
Ve kitabını koltuğuna sıkıştırıp gitti o alime.
O alimin adı Molla Resul idi.
Başladılar okumaya.
Bir gün Molla Resul'den Mutavvel'i okurken, hocasına;
- Burayı anlayamadım, dedi.
Molla Resul tekrar anlattı.
Fakat Seyyid Fehim yine anlayamadı.
Molla Resul cümleyi birkaç defa okuduktan sonra;
- Bugün yoruldum, yarın anlatırım, dedi.
Ertesi gün okudu.
Fakat yine açıklayamadı.
O gece, Molla Resul de, Seyyid Fehim de düÅŸündüler.
Üçüncü gün, Molla Resul oradaki inceliÄŸi yine açıklayamadı.
O sırada Seyyid Fehim, hocası Seyyid Taha hazretlerinin; "Ders okurken anlayamadığın yer olursa, beni hatırla" sözünü hatırladı.
Molla Resul dersi mütâlaa etmekle meÅŸgulken, O, gözlerini kapayıp, mürÅŸidi Seyyid Taha hazretlerini gözünün önüne getirdi. Seyyid Taha, elinde bir kitap ile göründü.
Kitabı Seyyid Fehim'in önüne açtı.
Mutavvel'in o sayfasıydı.
O satırları açık olarak okudu.
Seyyid Fehim merakla dikkat ediyordu.
Hocası, o cümlenin arasında bir atıf vavı (ve harfi) fazla okumuÅŸtu.
Seyyid Taha hazretleri kaybolunca, Seyyid Fehim gözlerini açtı.
Molla Resul'ün o satırları okuyup düÅŸünmekte olduÄŸunu gördü.
Molla Resul'den izin isteyip, hocasından duyduğu gibi bir (ve) ekleyerek okudu.
Molla Resul bunu iÅŸitince;
- Mana şimdi anlaşıldı, dedi.
İkisi de iyi anlamıştı.
Molla Resul;
- Bu satırları yirmi senedir okudum, anlattım. Fakat hep anlamadan anlatırdım. Åžimdi iyi anladım. Söyle bakalım bunu doÄŸru okumak senin iÅŸin deÄŸil. Ben senelerce bunu anlayamadım. Sen nasıl anladın? Bu (ve)yi okudun, mana düzeldi" dedi.
Seyyid Fehim, mürÅŸidi Seyyid Taha hazretlerini hatırlayıp yardım istediÄŸini söyledi.
MürÅŸidinden nasıl öÄŸrendiÄŸini anlattı.
Molla Resul;
- İmandan sonra küfür yoktur, diyerek kitabı kapattı.
Seyyid Fehim ile birlikte Nehri'nin yolunu tuttular.
Onlar yolda iken Seyyid Taha hazretleri;
- Seyyid Fehim, güzel bir hediye ile geliyor, buyurdu.
Kısa bir müddet sonra geldiler.
Molla Resul, Seyyid Taha hazretlerinin sohbetine kavuÅŸup, talebelerinden oldu.
Onun huzurunda manevi olgunluÄŸa eriÅŸti.
Zahiri ilimlerde olduÄŸu gibi, tasavvuf ilminde de yetiÅŸti.
|