Hindistan’ın büyük Velilerinden olup Mekke-i mükerremede vefat eden Velilerden Åžeyh Tac hazretleri “rahmetullahi aleyh“, bir gün sevdiklerine;

- DoÄŸru yol, kurtuluÅŸ yolu, eshab-ı kiramın gittiÄŸi ve “Ehl-i sünnet alimleri”nin kitaplarında bildirdikleri yoldur, buyurdu.

Ve ekledi:
- Ahir zamandayız. Din bilgileri azaldı. Ä°slamiyet’e uymak gevÅŸedi. Sünnetler terk edilip bidatler yayıldı. Küfrün ve bidatlerin yayıldığı bu karanlık zamanda, hakiki Müslüman evlatlarının, dinlerini, “Ehl-i sünnet alimleri”nin kitaplarından öÄŸrenmeleri ve bu kitapları her tarafa yaymaları, birinci vazifedir.

Åžöyle devam etti:
- Unutulan din bilgilerini ihya etmek en kıymetli iÅŸtir. Ä°slamiyet bilgilerini öÄŸrenmek ve neÅŸretmek için, gece gündüz çalışmalıdır. Bu hizmeti yapmak için devamlı dua ederek, Allahü teâlâdan yardım istemelidir.

Son anda Allah demek

Bir gün de;
- Son nefeste “Allah” demek ister misin? diye sordu bir sevdiÄŸine.
- Çok isterim, deyince;

- Öyleyse ÅŸimdiden söyle, buyurdu. Çünkü ölüm, ne genç dinler, ne ihtiyar. Sevgili Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”; "Muteber olan, sondur" buyurmuÅŸlardır.

Asıl marifet neymiş?

Bir gün de;
- Evlatlarım, buyurdu talebesine. Çok para kazanmak deÄŸil, çok sevap kazanmaktır asıl marifet. Parayı herkes kazanabilir. Ama sevap kazanmak nasip olmaz herkese.

Talebeden biri;
- Hocam, dedi. Geçen gün "Kibir çok tehlikelidir" buyurmuÅŸtunuz. Nedir bu tehlike?

Buyurdu ki:
- Aciz bir kula kibirlenmek yakışır mı evladım? Allahü teâlâ; "Azamet ve kibriya benim hakkımdır. Kim bunda bana ortak olmak isterse, hiç acımam, onu yakarım" buyuruyor. Hem sonra kalbinde zerre kadar kibir bulunan bir kimse, bunun cezasını çekmeden Cennete giremez.