Kabr-i ÅŸerifi İstanbul-Eyüp’te bulunan Sertarikzade Mehmet Emin Efendi “rahmetullahi aleyh“, bir sohbetinde;
- Allahü teâlâ, sevgili Peygamberini, insanların en güzeli, en iyisi, en sevimlisi olarak yarattı, buyurdu. Her iyiliÄŸi, her güzelliÄŸi, her üstünlüÄŸü Onda topladı. Eshab-ı kiramın hepsi Ona aşık olup, kalbleri Onun sevgisiyle yanıyordu. Onun ay yüzünü görmek, nur saçan cemalini seyretmek, onlar için lezzetlerin en tatlısıydı.
Åžöyle devam etti:
- Onun sevgisi uÄŸruna canlarını, mallarını feda ettiler. Onu canlarından, mallarından daha çok sevdiler. Onu çok sevdikleri için, birbirlerini de çok sevdiler. Onun üstünlüÄŸünü anlayamayıp, Onu sevmek saadetine kavuÅŸamayanları sevmediler. Çünkü iyiliklerin başı, dostları sevmek ve düÅŸmanları sevmemektir.
Sordular:
- Yani “Hubbu fillah” ve “BuÄŸdu fillah” mı efendim?
- Evet. “Allah’ı seviyorum” diyenlerin, Eshab-ı kiram gibi olmaları lazımdır. Seven kimse, sevdiÄŸinin sevdiklerini sever, düÅŸmanlarına düÅŸman olur. Bu sevgi ve düÅŸmanlık, bu kimsenin elinde deÄŸildir. KendiliÄŸinden hasıl olur.
Åžöyle bitirdi:
- Bunun içindir ki; (Bir kimseye deli denilmedikçe, imanı tam olmaz!) buyuruldu. Kendisinde bu delilik bulunmayanlar, sevmekten mahrumdurlar.
Sırat köprüsü
Bir gün de sohbetinde buyurdu ki:
- KardeÅŸlerim, bu dünyada İslamiyet’e uymak, aynen “Sırat köprüsü”nden geçmeye benzer. Yani İslamiyet’e uymakta sıkı ve titiz davranıp kılı kırk yaranlara, Sırat köprüsü o nisbette geniÅŸ ve rahat olacaktır.
Sordular:
- Ya aksi davrananlara?
- İslam’a uymakta gevÅŸek, rahat ve geniÅŸ davrananlar içinse, o nisbette ince, dar ve sıkıntılı olacaktır.
|