Konya’nın SeydiÅŸehir ilçesinde yetiÅŸen Velilerden Seyyid Harun-u Veli hazretleri “rahmetullahi aleyh“, bir gün Peygamber efendimiz aleyhisselamdan bahsederken ÅŸunları anlattı sevdiklerine:
Bir gün Eshabtan Ebu Zer-i Gıfari hazretlerine “radıyallahü anh” bakarak;
- Bu, yalnız yaÅŸar, yalnız ölür, buyurdular.
Hakikaten bu sahabi ömrünün sonlarında yalnız yaÅŸamış, yalnız olarak da ölmüÅŸtü. Bir tek hanımı bulunmuÅŸtu yanında.
En cömert olanınız
Bir gün de hanımları hakkında;
- En cömert olanınız bana önce kavuÅŸur, buyurdular.
Vefatlarından sonra, zevcelerinden ilk vefat eden hazret-i Zeyneb “radıyallahü anha” oldu.
- Hikmeti ne? dediler.
Buyurdu ki:
- Çünkü o, hepsinden ileriydi cömertlikte.
Bir gün de Sahabeden Zeyd bin Sühan hazretlerine “radıyallahü anh” bakarak;
- Bunun azası, kendinden önce Cennete girer, buyurdular.
Bu sözün hikmeti o gün anlaşılamamıştı.
Ama aradan yıllar geçti.
Bir savaÅŸta eli kopup yere düÅŸtü bu sahabinin.
Harpten sonra ÅŸehidler defnedilirken, onun eli de birlikte defnedildi.
Mekke’nin taÅŸları bile
Resulullah efendimiz, kendi hakkında münafıkların çevirdiÄŸi plan ve entrikaları bilir ve haber verirdi.
Bunu müÅŸrikler de çok iyi bilirdi.
Mesela bir münafık diÄŸerine, Resulullah aleyhinde gizli bir ÅŸey diyecek olsa;
- “Susss!” derdi öteki, “Onun aleyhinde bir ÅŸey söyleme. Çünkü O haber alır. Mekke’nin taÅŸları bile söylerler Ona”.
Ve korkarlardı bir şey konuşmaya.
Suikast düzenledi, ama…
Bir gün de ÅŸunu anlattı:
MüÅŸriklerden Hakem bin Ebil As, bir gün suikast düzenledi Efendimiz aleyhisselama.
Bir grup müÅŸrikle anlaşıp faaliyete geçtiler.
Resulullah efendimiz o sırada Kâbe yanında namaz kılıyordu.
Secdeye gittiğinde hep birden saldıracaklardı.
Fakat o esnada çok ÅŸiddetli bir ses iÅŸittiler.
Öyle ses ki, bayılıp yerlere serildiler korkudan.
Kendilerine geldiklerinde gece yarısıydı.
|