Mısır’daki Evliyanın büyüklerinden Sultan-ül ulema hazretleri ”rahmetullahi aleyh“, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, dünya hayatı çok kısa olup, Cehennemdeki sonsuz azaplar, burada yapılacak iÅŸlere karşılıktır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bu kıymetli zamanı, lüzumsuz, boÅŸ ÅŸeyleri ele geçirmekte kullanan ve böylece sonsuz acılara yakalanan kimseye yazıklar olsun!
Åžöyle devam etti:
- Bu ömür, bir fırsattır. Bu fırsatı, en iyi ÅŸekilde deÄŸerlendirmelidir ki, elden giderse bir daha geri gelmez.
Sordular:
- Nasıl değerlendirelim efendim?
- Bir an önce İslamiyet’i öÄŸrenip, bununla amel etmelidir. Dünya lezzetlerine düÅŸkün olmanın sonu, dünyada da, ahirette de piÅŸman olmak, inlemektir.
Åžöyle bitirdi:
- Nefsi için günahlara girip de ahiretin sonsuz azaplarına atılmak, aklı olanın yapacağı iÅŸ deÄŸildir.
Akıllı insan kimdir?
Bir gün de sevdikleriyle sohbet ederken;
- “Akıllı insan”, kışın ihtiyacını yazdan hazırlar, öyle deÄŸil mi? diye sordu.
- Evet hocam, dediler.
Buyurdu ki:
- “Ahiret azığı”nı dünyada iken hazırlayan da böyle akıllıdır iÅŸte. Kış gelip çatmadan odun kömür almak, nasıl akıllılık ise, ölüm gelmeden önce ölüme hazırlanmak da akıl icabıdır.
Arkadaşını sevmezsen…
Bir gün, yeni bir talebesi;
- Hocam, sizi çok sevmek istiyorum, ne yapayım? diye sordu bu zata.
Buyurdu ki:
- Öyleyse arkadaÅŸlarını çok sev evladım.
Genç anlamadı bundaki inceliÄŸi.
- Hocam, ben sizi çok sevmek istiyorum.
Mübarek zat gülümsedi.
- Arkadaşını sevmeyen, hocasını sevemez evladım.
|