Afyon’da yetiÅŸip Nazilli’de vefat eden Süleyman RüÅŸdi Efendi ”rahmetullahi aleyh“, bir gün sevdiÄŸi bir komÅŸu genci sokakta görüp;
- Evladım, görünüÅŸe bakılırsa, bizim sohbetimizden sıkıldığını, zenginlerle ve kötülerle arkadaÅŸlık kurduÄŸunu anlıyorum. DoÄŸru mu?
Delikanlı mahcubiyetinden büktü boynunu.
Cevap veremedi.
Mübarek zat devam etti:
- Çok fena yapıyorsun oÄŸlum. Bugün gözün kapalıysa da, yarın açılacak, fakat o zaman piÅŸmanlıktan baÅŸka eline bir ÅŸey geçmeyecektir.
Ve ilave etti:
- Böyle giderse, Hac suresinin; (Dünyada ve ahirette ziyan ettiler) mealindeki onbirinci âyetinde bildirilenlerden olursun.
Sonra daha açıkladı:
- Bak oÄŸlum, nice fakir çöpçüler vardır ki, koltukta oturan zenginlerden çok iyidir. Bu sözüme belki inanırsın. Belki de inanmaz, ÅŸaÅŸarsın. Fakat, bir gün gelecek ki, elbette inanacaksın. Lakin o inanışın faydası olmayacak.
Genç adam, bu sözlerin doÄŸruluÄŸunu başıyla tasdik ediyordu.
Fırsat elimizdeyken
Büyük Veli devam etti:
- YaÄŸlı, tatlı yemeklere ve modaya uygun elbiseye düÅŸkünlük, seni bu belaya sürükledi evladım. Ama fırsat henüz elden gitmemiÅŸtir. İşin doÄŸrusunu düÅŸün! Allahü teâlânın rızasına ve sevgisine engel olan ÅŸeyleri düÅŸman bil! Onlardan kaç!
Ve ekledi:
- Tegabün suresinin; (Çok doÄŸrudur ki, zevcelerinizden ve çocuklarınızdan size düÅŸman olanlar vardır. Onlardan sakınınız!) mealindeki ondördüncü âyetini okuyarak gaflet uykusundan uyan!
Åžöyle bitirdi:
- OÄŸlum! KomÅŸuluk hakkını göz önünde tutarak, sana bunları söyledim İster dinlersin, istersen dinlemezsin. Benden söylemek, kabul etmek senden. Daha doÄŸrusu her ÅŸey Allahü teâlâdandır.
Delikanlı eÄŸilip, hürmetle ellerinden öptü.
Ve çalışıp en sevdiÄŸi talebesinden oldu.
|