Evliyanın büyüklerinden Alâüddîn-i Attâr “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiklerine;
- KardeÅŸlerim, Allah adamlarının, Evliya zatların hâl tercümelerini okumalı, onların hayatlarından ders ve ibret çıkarmalıdır, buyurdu.
Ve devam etti:
- Garib ve fakirleri ziyaret etmeli, hiç kimseyi gıybet etmemeli, çekiÅŸtirmemeli, gıybet yapan olursa da mani olmalıdır. Emr-i marufu, yani müminlere nasihati elden kaçırmamalı, mücahidlere, dine hizmet edenlere mal ile yardım etmeli, Allahü teâlânın rızasını aramalıdır.
Sordular:
- Allahü teâlânın, bir kulundan razı olduÄŸunun alameti nedir efendim?
- İbadet yapmaktan lezzet alması ve günahlardan sakınmasıdır. Nitekim hadis-i ÅŸerifte; (Günahtan nefret eden ve ibadetten lezzet alan, hakiki mümindir) buyuruldu.
Kullara yardım edin!
Bir gün de;
- KardeÅŸlerim, Allah’ın kullarına yardım ediniz, buyurdu.
Ve ekledi:
- Hadis-i ÅŸerifte; (Bir mümin kardeÅŸinin ihtiyacını karşılamak için giden kimseye, her adımı için yetmiÅŸ sevap verilir ve yetmiÅŸ günahı affolunur. Onu sıkıntıdan kurtarınca, anadan doÄŸmuÅŸ gibi günahlarından kurtarılır. Bu yardımı yaparken ölürse, hesapsız olarak Cennete girer) buyuruldu.
En kıymetli ibadet
Bir gün de sohbetinde;
- İnsanları sıkıntılarından kurtarın, buyurdu. Nitekim bir hadis-i ÅŸerifte; (Bir din kardeÅŸinin sıkıntısını gidermek için, onunla hükümete giderse, sırat köprüsünü ayağı kaymadan geçenlerden olur) buyuruldu.
Ve ilave etti:
- Bir baÅŸka hadis-i ÅŸerifte de; (Amellerin, ibadetlerin en faziletlisi ve en kıymetlisi, bir mümini sevindirmek veya elbise vermek veya aç ise doyurmak veya herhangi bir ihtiyacını karşılamaktır) buyuruldu.
|