Evliyanın en büyüklerinden Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, her gün mutlaka imanımızı tazelemeliyiz, buyurdu.

Sordular:
- İman nasıl tazelenir efendim?
- Kelime-i tevhidi söylemekle. Nitekim hadis-i ÅŸerifte; (La ilahe illallah diyerek imanınızı tazeleyiniz!) buyuruldu.

Åžöyle devam etti:
- Günahlarımız ve uygunsuz iÅŸlerimiz için Allahü teâlâya tövbe etmeli, Ona yalvarmalıyız. Ancak bu tövbede acele etmek gerek.

- Neden efendim?
- Çünkü ölüm ani gelir. Belki, tövbe etmek için baÅŸka zamanımız olmaz. Hadis-i ÅŸerifte; (Sonra yaparım diyenler helak oldu) buyuruldu. Yani, iyi iÅŸleri geciktirenler, bugünün iÅŸini yarına bırakanlar aldandı, ziyan etti.

Ä°yi ye, iyi çalış!

Bir gün de bazı sevdikleri gelip;
- Efendim, yemek ve içmekte bize tavsiyeniz nedir? diye sordular.

Cevabında;
- Bu hususta adaleti, yani orta halde olmayı gözetin, buyurdu. Yani gevÅŸeklik verecek kadar çok yemeyin. Ä°badet yapamayacak kadar da, az yemeyin. Büyüklerimiz; (Ä°yi ye, iyi çalış!) buyuruyorlar.

- Bu ne demek efendim?
- Yani ibadet ve iyilik yapmaya yardımcı olan her ÅŸey, iyi ve mübarektir. Bunları azaltanlar ise yasaktır.

Åžöyle bitirdi:
- Her iyi iÅŸte, niyete dikkat etmeli, iyi niyet olmadıkça, o iÅŸi yapmamalıdır.

Allah dostları sevilmezse…

Bir gün sevdiklerine buyurdu ki:
- Allah dostlarını sevmeyen kimse, dünyaya meyil ve muhabbetten kurtulamaz.

Sordular:
- Ya onları severse efendim?
- O zaman kurtulur, buyurdu.

- Hikmeti nedir efendim?
- Çünkü onların kalblerinde dünya sevgisi yoktur. Onları sevenler de kavuÅŸur bu nimete.