En büyük âlim ve Evliyalardan Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, Resulullaha itaat, Hak teâlâya itaat demektir, buyurdu. Ona uymamak, Allahü teâlâya uymamak ve Ona isyandır.
Ve ekledi:
- Nitekim âyet-i kerimede mealen; (Allahü teâlânın yolu ile, Resulünün yolunu birbirinden ayırmak istiyorlar. Senin söylediklerinin bazısına inanırız, bazısına inanmayız diyorlar. Bunlar, elbette kâfirdir) buyuruldu.
Åžöyle devam etti:
- Eshab-ı kiramın yolunda gitmeyip de, Peygambere uyduÄŸunu söyleyenler, Ona uymuÅŸ deÄŸil, isyan etmiÅŸ oluyor. Böyle yol tutan, kıyamette kurtulamayacaktır.
Tövbenin iki ÅŸartı
Bir gün de sordular bu zata:
- Hakiki tövbe nedir efendim?
- Tövbe, bir günahı iÅŸledikten sonra, piÅŸman olup o günahı terk etmek ve bir daha yapmamaya kuvvetli karar vermektir.
- Dünyalık bir sebeple piÅŸman olursa efendim?
- O zaman tövbe olmaz.
- Tövbe edince, günahlar muhakkak affolur mu efendim?
- Elbette. Åžartlarına uyularak tövbe edilince, küfür ve günahlar muhakkak affolur. Bu hususta ÅŸüphe etmek caiz olmaz. Çünkü cenâb-ı Hak, tövbe eden kulunu af edeceÄŸini vaad etmiÅŸtir. O, vaadinden dönmez.
Nasıl yaÅŸarsanız, öyle ölürsünüz
Bu zat, zaman zaman;
- Hayat, hayaldir, derdi. Nasıl yaÅŸarsanız, öyle ölürsünüz.
Bir gün de sevdiklerine;
- Dün öldü. Yarın henüz doÄŸmadı. Öyleyse bugünü deÄŸerlendirin, buyurdu.
Ve ÅŸöyle bitirdi:
- Her günü, son gününüz bilin. Böyle olan kimse, Allah’tan korkar, günah iÅŸleyemez.
|