Evliyanın en büyüklerinden Yusuf-i Hemedani “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün sevdiÄŸi birkaç gence;
- Dininizi, mutlaka Ehl-i sünnet âlimlerinden öÄŸrenin, buyurdu.
Gençler sordu:
- Hikmeti nedir efendim?
- Çünkü onlar, Allah için söyler ve Allah için yazarlar. Ayrıca onlar, kalıcı olmayan, çabuk deÄŸiÅŸen ve biten dünyalık ÅŸeylere bakmayıp, baki olana, hiç bozulmayan ve bitmeyen güzelliklere sarılmışlardır.
- Ahiretin büyüklüÄŸünü anlayabilmek nasıl olur efendim?
- Allahü teâlânın sonsuz büyüklüÄŸünü görebilmekle olur. Böyle olan kimse, dünyaya hiç kıymet vermez. Çünkü, dünya ile ahiret birbirinin zıddıdır. Birini sevindirirsen öteki incinir.
Ve daha açıkladı:
- Yani dünyaya kıymet veren ahireti gücendirir. Dünyayı beÄŸenmeyen de, ahirete kıymet vermiÅŸ olur.
- İkisini de beğenmek olamaz mı efendim?
- Hayır. Her ikisine birden kıymet vermek veya her ikisini aşağılamak olamaz.
- Neden efendim?
- Çünkü iki zıd ÅŸeyin sevgisi bir kalbde toplanamaz. AteÅŸ ile suyun bir arada bulunamadığı gibi.
Ä°slamiyet üç kısımdır
Bir gün de bir sevdiÄŸine;
- Ä°slamiyet üç kısımdır, buyurdu. Ä°lim, amel ve ihlas.
Ve bunu izah etti:
- Yani Ä°slamiyet’in emir ve yasak ettiÄŸi ÅŸeyleri öÄŸrenmek, öÄŸrendiklerini yapmak ve her ÅŸeyi yalnız, Allahü teâlâ için yapmaktır. Bu üçüne kavuÅŸan kimseden Allahü teâlâ razı olur. Allahü teâlânın razı olması, sevmesi de, bütün dünya ve ahiret saadetlerinin en üstünüdür.
Ve özetledi:
- Ä°slamiyet’in dışında aranılacak, imrenilecek hiçbir iyilik yoktur ve olamaz.
|
