Evliyanın en büyüklerinden Muhammed Masum Faruki “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, dünyada en büyük nimet nedir? diye sordular.

Cevabında;
- Ehl-i sünnet üzere bir iman ve itikada sahip olmaktır, buyurdu.

Ve şunu anlattı:
- Evliyanın büyüklerinden Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin; (Bütün iyi halleri ve kerametleri bana verseler, fakat Ehl-i sünnet vel cemaat itikadını kalbime yerleştirmeseler, halimi harap, istikbalimi karanlık bilirim) buyurmuş.

Ve ilave etmiş:
- (Eğer bütün haraplıkları, çirkinlikleri bana verseler, ama kalbimi Ehl-i sünnet itikadı ile süsleseler hiç üzülmem).

Müslümanlar kimsesiz kaldı

Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, bugün, Müslümanlar kimsesiz kaldı. İslamiyet’e yardım için, bugün bir lira vermek, binlerce altın vermiş gibi kıymetli olur, buyurdu.

Ve ekledi:
- Hangi talihli kimseye bu büyük nimeti ihsan ederlerse, ona müjdeler olsun!

Şöyle devam etti:
- Dinin yayılmasına, İslamiyet’in kuvvetlenmesine çalışmak, her zaman iyidir ve kim olursa olsun, böyle çalışan, cihad sevabına kavuşur. Fakat İslam düşmanlarının her yandan saldırdığı bu zamanda yardım etmek, kat kat daha çok sevaptır.

Dünyada her şey fani

Bir gün de;
- Dünyada her şey fanidir, buyurdu. Buradaki nimetlerin aslına Cennette kavuşacağız.

Ve ilave etti:
- Peygamberimiz “aleyhisselam”; "Her namazdan sonra onbir ihlas okuyan, Cennete istediği kapıdan girecektir" buyurdu.