Evliyanın en büyüklerinden Muhammed Masum Faruki “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, dünyada yapılan iyiliklere ahirette kat kat mükafat verilecekmiÅŸ, öyle mi? diye sordular.
Cevaben;
- Evet, öyledir buyurdu.
- Kötülüklerin karşılığı ise bire birdir, deÄŸil mi efendim?
- Evet.
- Böyle olunca, kâfirlere ahirette sonsuz azab yapılması nedendir efendim?
- Dünyada yapılan iÅŸlerin karşılığının nasıl olacağını Allahü teâlâdan baÅŸka kimse bilmez. İnsanın bilgisi bunların hikmetini anlayamaz. Bunun gibi, kâfirlere, kısa zamandaki küfür için, sonsuz azabı karşılık yapmıştır. Geçici bir küfrün cezası, sonsuz azabtır.
Ve özetledi:
- Velhasıl İslamiyet’in bütün emirlerini aklına uygun getirmek isteyen, aklı ile isbata kalkışan kimse, (PeygamberliÄŸe) inanmamış olur.
Dünyaya düÅŸkün olanlar
Bir gün de sevdiÄŸi bir gence;
- Yavrum! Bu dünyaya düÅŸkün olanlar, mal, para peÅŸinde koÅŸanlar, büyük bir belaya yakalanmış, büyük bir derde tutulmuÅŸlardır, buyurdu.
Ve izah etti:
- Çünkü dünyadan maksat, Allahü teâlânın beÄŸenmediÄŸi ÅŸeylerdir ki, her pislikten daha kötü olan bu pislikler, bu kimselere güzel görünmekte, sevimli sanılmaktadır.
Ve devam etti:
- Allahü teâlânın beÄŸenmediÄŸi ÅŸeyler, zehiri ÅŸekerle kaplamak gibidir. Allahü teâlâ insanlara akıl verdi. Ve akla, bu alçak dünyanın, yani Allahü teâlânın beÄŸenmediÄŸi ÅŸeylerin çirkinliÄŸini gösterdi.
Ve sordu ona:
- Bir kimse, öldükten sonra, malının, o zamanın en akıllı olanına verilmesini vasiyet etse, kime verilmeli dersin?
- Bilmiyorum efendim, kime verilmeli?
- Zahide vermek lazımdır.
- Neden efendim?
- Çünkü zahid, dünyaya düÅŸkün deÄŸildir. Onun dünyaya kıymet vermemesi, aklının çok olduÄŸunu gösterir.
|