Evliyayı kiramdan Seyfeddin-i Faruki “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiÄŸi birine;
- KardeÅŸim, evlat ve aile ile daima tatlı sözlü ve güler yüzlü ol! Onlarla da zaruret kadar, yani haklarını ödeyecek kadar görüÅŸ! Onların arasında bulunman da, Allahü teâlâyı unutacak kadar uzun olmasın buyurdu.
Ve devam etti:
- KavuÅŸtuÄŸun manevi halleri herkese söyleme! Makam ve servet sahipleri ile çok görüÅŸme! Her halinde, sünnete uymaya ve bid’atten sakınmaya çalış!
Son olarak;
- Sıkıntılı zamanlarında, Allah’tan ümidini kesme ve hiç üzülme, buyurdu. Zira âyet-i kerimede mealen; (Her sıkıntıdan sonra, ferahlık, kolaylık vardır) buyuruldu.
Yoklukta neşen artsın!
Bir gün de nasihat isteyen birine;
- Sıkıntılı ve ferahlık zamanında, halinde bir değişiklik olmasın! buyurdu. Varlık ve yokluk zamanları, halini değiştirmesin.
Ve ilave etti:
- Hatta, yokluk zamanında neÅŸen, varlıkta da sıkıntın artsın! Bir büyük zat ne demiÅŸ, biliyor musun?
- Ne buyurmuÅŸ efendim?
- Allah yolundaki dervişler, fakirlik zamanında sakin, varlıklı zamanda sıkıntılı olurlar ve rahatlık zamanında sıkıntı ararlar.
Sevilen kul nasıldır?
Bir gün de bir sevdiÄŸi;
- Efendim Allahü teâlânın sevdiÄŸi kullar nasıldır? diye sordu.
Cevabında;
- Hadiselerin deÄŸiÅŸmesi, onların ahlaklarını deÄŸiÅŸtirmez. BaÅŸkalarının ayıplarına bakmaz, daima, kendi ayıp ve kusurlarını görürler. Kendilerini hiçbir Müslümandan üstün bilmez, hepsini kendinden üstün görürler, buyurdu.
Nitekim Evliyadan biri;
- Ben, kimseden üstün deÄŸilim, buyururdu.
Bunu iÅŸitenler;
- Açıkca günah iÅŸleyen fasıktan da mı efendim? dediler.
Cevaben;
- Evet, ondan da üstün deÄŸilim, buyurdu.
|