Büyük Veli Seyyid Abdullah-ı Dehlevi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Dünyada felaketlerden, ahirette azabtan kurtulmak için, iki ÅŸey lazımdır, buyurdu. Emirlere sarılmak ve yasaklardan sakınmak!
Sordular:
- Bunlardan hangisi daha mühimdir efendim?
- Bu ikisinden en büyüÄŸü, daha lüzumlusu, ikincisidir ki, buna (Vera) ve (Takva) denir, buyurdu.
Ve izah etti:
- Resulullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” yanında, birisinin çok ibadet ettiÄŸini, çok uÄŸraÅŸtığını söylediler. Birisinin de, yasak edilen ÅŸeylerden çok sakındığını söylediklerinde; (Hiçbir ÅŸey, vera gibi olamaz!) buyurdu.
- Vera ne demek efendim?
- Vera, yasaklardan sakınmak demektir.
Yasaklardan sakınmak öncedir
Bir gün de bazı sevdiklerine;
- KardeÅŸlerim, yasaklardan sakınmak, emirleri yapmaktan önce gelir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Hadis-i ÅŸerifte; (Dininizin direÄŸi veradır) buyuruldu. İnsanların meleklerden daha üstün olabilmesi, vera sayesindedir ve terakki etmeleri, yükselmeleri bu sayededir.
Ve daha açıkladı:
- Melekler de, emirlere itaat etmektedir. Halbuki melekler, terakki edemiyor. O halde, veraya sarılmak ve takva üzere olmak, her ÅŸeyden daha lüzumludur. İslamiyet’te en kıymetli ÅŸey, takvadır. Dinin temeli, takvadır.
Åžöyle özetledi:
- Vera ve takva, haramlardan kaçınmak demektir.
İlim ve ihlas yoksa…
Bir gün de;
- İlmi ve ihlası olmayanın, ameli muteber değildir, buyurdu.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü İslamiyet bilmek dinidir, buyurdu. Yani bu din, dünya ve ahrette rahat etmek, saadete kavuÅŸmak için, dinimizin bildirdiÄŸi, inanılacak ve yapılacak ÅŸeyleri öÄŸrenmek, bilmek ve bunların gereÄŸini yerine getirmek dinidir. Bilmeden ve bildiklerini yapmadan, Müslümanlık olmaz. Bilmeden yapılan bir ibadet, yanlış olduÄŸu için sahih olmaz.
Ve ekledi:
- DoÄŸru yapılsa bile eÄŸer Allah için yapılmamışsa, o da makbul deÄŸildir. Çünkü ihlassız yapılmıştır. Bu ameller, ahirette eski paçavra gibi sahibinin yüzüne çarpılacaktır.
|