Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Abdullah-ı Dehlevi “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün Peygamberlerden sordular.
Cevaben;
- Peygamberler, beÅŸeri sıfatlarda bizim gibi insandır, buyurdu. Onlar da yer, içer, uyur ve yorulur. Bizden farkları, zeka ve muhakeme kuvvetlerinin çok üstün olması, tertemiz ahlaklı ve Allahü teâlânın emirlerini bize tebliÄŸ edecek bir güçte bulunmalarıdır.
Ve ilave etti:
- Peygamberler, en büyük rehberlerdir.
Sordular:
- En büyükleri kimdir efendim?
- En yükseÄŸi, İslam dinini tebliÄŸ eden, en son ve en üstün peygamber, Muhammed aleyhisselamdır. Kitabı da (Kur’an-ı kerim)dir.
Peygambere inanmak
Bir gün sevdiÄŸi bir genç;
- Efendim, Muhammed aleyhisselamın, Allahü teâlânın Peygamberi olduÄŸuna inanmak nasıl olur? diye sordu.
Cevabında;
- Muhammed aleyhisselamın Allah’ın Peygamberi olduÄŸuna inanmak demek, Onun bildirdiÄŸi Kur’an-ı kerimde yazılı olan emirlerin ve yasakların hepsinin, Allahü teâlânın emirleri ve yasakları olduÄŸuna inanmak, hepsini kabul etmek ve beÄŸenmek demektir, buyurdu.
Delikanlı sordu:
- Böyle inanan kimse, bunlardan bazılarına uymazsa, imanı bozulur mu efendim?
- Hayır, imanı bozulmaz ve Müslümanlıktan çıkmaz. Fakat bunlardan birine bile uymadığına üzülmez, hatta bu hali ile öÄŸünürse, Peygambere inanmamış olur, imanı bozulur ve dinden çıkar.
- Üzülürse efendim?
- Uygunsuz hareketinden dolayı Allahü teâlâya karşı boynu bükük, kalbi üzüntülü olursa, imanının kuvvetli olduÄŸu anlaşılır.
|