Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Abdullah-ı Dehlevi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, Allahü teâlânın, insanların iman etmelerine, ibadet yapmalarına ihtiyacı yoktur, buyurdu. Kâfir olmalarının ve günah iÅŸlemelerinin Ona hiç zararı olmaz. Mahluklarına Onun hiç ihtiyacı yoktur.
Sözüne devamla;
- İlmi, kalbin temizlenmesine, cehaleti de, günah iÅŸlenmesine sebep yaptı. İlimden iman ve taat, cehaletten de küfür ve günahlar hasıl olur.
Ve nasihat etti:
- Onun için bir ibadet, çok küçük olsa da, kaçırmamalı! Günah, pek küçük görünse de, yaklaÅŸmamalıdır!
Ve ilave etti:
- Üç ÅŸey, üç ÅŸeye sebeptir.
Sordular.
- Bunlar nedir efendim?
- Taat, Allahü teâlânın rızasını kazanmaya, günah iÅŸlemek, Allahü teâlânın gadabına, iman etmek de, ÅŸerefli ve kıymetli olmaya sebeptir.
Rehbersiz yol bulunmaz
Bir gün de sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, insan ezeli ve ebedi olan Allahü teâlâyı kendi başına tanıyamaz, buyurdu. Bu gün bile güneÅŸe ve ateÅŸe tapanlar vardır ki, bunlara ÅŸaÅŸmamalıdır.
Sordular:
- Neden efendim?
- Çünkü, rehbersiz, karanlıkta doÄŸru yol bulunamaz. Kur’an-ı kerimde de mealen; (Biz, Peygamber göndererek bildirmeden önce azab yapıcı deÄŸiliz) buyurulmaktadır.
Sordular:
- Yani aklımız, kendi başına doğruyu bulamaz mı efendim?
- Hayır. Allahü teâlâ, kullarına verdiÄŸi akıl ve düÅŸünme kuvvetinin nasıl kullanılacağını onlara öÄŸretmek ve kendi birliÄŸini onlara tanıtmak ve iyi iÅŸleri fena ve zararlı iÅŸlerden ayırmak için, dünyaya Peygamberler gönderdi.
Ve özetledi:
- Akıllarımız noksandır. Peygamberlerin gelmesiyle tamamlanmıştır.
|