Evliyayı kiramdan Seyyid Abdullah-ı Åžemdini “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün imandan sordular.
Cevaben;
- İman, İslam dininin bildirdiÄŸi ÅŸekilde olmalıdır, buyurdu. Aklın anladıklarına, felsefecilerin ve fen taklitçilerinin bildirdiklerine göre inanmak, iman olmaz.
Sordular:
- İman nasıl olur efendim?
- Muhammed aleyhisselamın bildirdiÄŸi ÅŸekilde iman etmek lazımdır. Bu da ancak Ehl-i sünnet âlimlerinden veya onların kitaplarından öÄŸrenilir.
Sevmek, Allah için olmalı
Bir gün de sohbetinde;
- İman eden kimse, yalnız Allah için sevmeli ve yalnız Allah için düÅŸmanlık etmelidir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Yani Allahü teâlânın dostları olan Müslümanları sevmeli ve İslamiyet’e, eli ve kalemi ile düÅŸmanlık yapanları sevmemelidir. Fakat bu düÅŸmanlık sadece kalb ile olur.
Ve bunu açıkladı:
- Yani Müslüman olmayan, gayr-i müslim vatandaÅŸlara ve turistlere de güler yüzlü ve tatlı dilli davranmalı, güzel ahlakımızla dinimizi onlara sevdirmeliyiz.
Öyle köÅŸkler vardır ki…
Bir gün de ÅŸunu anlattı sevdiklerine.
Sevgili Peygamberimiz “aleyhisselam”, eshab-ı kirama;
- Cennette öyle köÅŸkler vardır ki, içinde bulunan kimse, her dilediÄŸi yeri görür ve dilediÄŸi her yere kendini gösterir, buyurdu.
Bir sahabi sordu:
- Yâ Resulallah! Böyle köÅŸkler kimlere verilecektir?
Cevabında;
- Tatlı sözlü, eli açık ve herkesin uyuduÄŸu zaman Allahü teâlânın varlığını, büyüklüÄŸünü düÅŸünen ve Ona yalvaranlara verilecektir, buyurdu.
|